Bursaspor evinde Galatasaray’ı ağırlıyor, tribünler bomboş. Futbol ikliminin bu kadar kurak olması bizi üzüyor. Oysa Bursaspor'un stadının böyle maçlarda doluluğu, ligdeki konumuna ve derecesine bağlı olmaksızın göz kamaştırırdı. Dün bunu göremedik. Haliyle bu atmosferde sahaya çıkan ev sahibi ekibin de bir türlü konsantre olamadığını, kazanmaktan çok 'Kaybedersem başıma ne gelir, kim bilir' endişe ve baskısı altında ayaklarının titrediğini gördük.
Galatasaray, kaybetmesine rağmen Fenerbahçe maçında bir 'diriliş' emaresi göstermişti. Zaten bu yüzden olsa gerek ki Tudor da kadroyu değiştirmedi, sadece sakat Semih'in yerine Hakan Balta vardı stoperde.
Hafta içinde sürekli İngiltere'ye gideceği haberleri yayılan Bruma, 'Vitrine' daha fazla çıkma arzusundan mı, forma aşkından mı bilinmez daha çalışkan ve üretkendi. Bir de karşısında Aziz Behich gibi sol bekten dönme bir sağ bek bulunca, kevgire çevirdi. Sağından geçti, solundan geçti, içinden geçti daha ilk yarıda 2 gol atıp, fişi çekti.
İkinci yarıda Bursaspor'un bu skorun altından kalkmak için daha fazla risk almasıyla, Galatasaray'ın istediği şartlar çok daha elverişli hale geldi. İlk yarıda ceza sahasında cirit atan ancak bu oranda gol atamayan Galatasaray ikinci yarıda daha bitirici bir görüntü sergilemeye başladı.
Açık söyleyeyim, Bursaspor şu ligin en kötü takımı. İlk yarıda topladığı puanlar olmasaydı kesinlikle tutunamazdı. Bu sezon bittikten sonra sil baştan elden geçirilmesi gereken bir takım görüntüsü var karşımızda. Eski iddialı Bursaspor'un yeniden kurulması için ciddi bir çaba ve maliyet ortaya çıkacak gibi.
Galatasaray standardını her maç yükseltiyor. Fenerbahçe maçını kaybettiklerinde de bu görüntü vardı. 'Yap-boz' oynamanın kimseye faydası olmadığını gören Tudor'un istikrar için ısrarcı olması iyiye işaret. Zira, Bruma ve Podolski gibi iki kalite kulak arkası edilemez. İyi hoca olmak onları kazanmak ve verimliliklerini artırmaktan geçer. Hocalar milyon euroluk oyuncuları, 'İdmanda dediğimi yapmıyor' kolaycılığıyla harcamak yerine, onların değerlerini gösterebileceği iklimi oluşturmak zorunda. O zaman hem takım hem oyuncu hem de hoca kazanır. Yıldızların kenara atıldığı bir takımda hiç kimsenin kazanamayacağı aşikâr.