Pereria ne demişti? "Fenerbahçe’nin altyapısında çalışan hocalara emekleri için teşekkürler. Fenerbahçe’nin geleceğini garanti altında."
***
Fenerbahçe altyapıda hiçbir zaman ‘yetenek’ sorunu yaşamadı. Keşfettiği yetenekli oyuncuları olgunlaştırma ve onlara performanslarının zirvesini “A takımda” sergileme fırsatını vermede sorun yaşadı. Çünkü bir planı olmadı!
Bunu şöyle anlatmalı. Bugün Galatasaray kadrosunda iki Fenerbahçe altyapı patentli oyuncu var. Bilal Kısa (2003) ve Olcan Adın (2008) Fenerbahçe’den ayrıldıklarında, yetenekli ama altyapıdaki potansiyallerini yakalayamamış gençlerdi. Galatasaray’a da performansları ile transfer oldular. Fenerbahçe doğru plan ile o performansı daha kısa sürede kendi takımında alabilirdi. Buna yatırım yapmaktansa hazır oyuncuları kullanmayı tercih ettiler.
Şenol Çorlu döneminde radarın kapsamını açıp, agresif şekilde yetenekli oyuncu sayısını artırdılar; aynı dönem John Bilton ile oyuncu değerlendirme sistemini yerleştirdiler, antrenör eğitimine yatırım yaptılar, antrenman sistemini değiştirdiler. Ancak buna yatırım yapan başkanları Aziz Yıldırım’ı heyecanlandıracak, altyapı-üstyapı köprüsünü bir türlü kuramadılar.
Hep kişilerin özverisine bıraktılar. Aykut Kocaman’a kadar hiçbir hoca kafasını bile çevirip altyapıda ne olduğuna bakmadı. Aykut Kocaman bazı gençleri tutup (Recep Niyaz gibi) bazılarını kiraya göndererek bir plan oluşturdu. İki üç yıl içerisinde bir-iki oyuncuyu doğru zamanda kullanarak kazanmanın yolunu denedi. O gittikten sonra, performans almak isteyen hocalar bu sırada o genç politikasına bakmadılar bile. İsmail Kartal “Bu sene Uygar’ı kazandık” diyerek şampiyonluğu kaçırdığı yıl başka kazanımlar da olabileceğini vurgulamaya çalışırken; kazanılan Uygar’ı Kupa finalinde oynatmayarak ve elbette şampiyonluktan başka kazanım olmadığına inanan anlayışı ikna edemedi.
Uygar ve Ramazan, agresif şekilde yetenekli oyuncuların takıma kazandırıldığı, antrenörlere yatırım yapıldığı dönemin belki de son ürünleri. Onlar kadar ve onlardan da yetenekli pek çok isim bugün kiralık olarak başka kulüplerde oynuyor. Bu gençlerin kaderini isimlerin insiyatifine bırakmazlar, onları başka kulüplerde geliştirip takip edecek scout sistemini kurarlarsa “genç yetişmez” önyargısını kırabilirler. Çünkü genç yetiştirmenin önündeki en büyük engeli “genç oynatmaktan” korkmayan bir hocaya sahipler!.. Üstelik oyuncu üretmesi ile meşhur Porto sistemini biliyor. Yeni tesislerini inşa ederken planı uzakta aramamalılar.