CHP;
Yerel yönetimde iktidar şımarıklığıyla partililerini ev gözetlemeye gönderdi, görüntü aldırdı ve arşivledi.
‘Yetkili ağızlardan’ darbe imalarında bulundu, bürokratları tehdit etti.
Yönetime geldikleri belediyede, gençleri bilim, sanat ve sporla buluşturan vakıflara ‘para aktarıldığı’ algısı yaratarak, onları bu gönüllü hizmetten çekilmeye zorladılar.
CHP’li belediye başkanı ve onun Genel Başkanı susarak yalana destek verdi.
Bunun adı ‘kurumsal kötülük’ tür.
Adil ve ahlaklı davranmayı umursamıyorlar.
Aksine;
Bu kafanın olası bir iktidarında, Hitler’in SS’leri gibi gözetleme, takip, tehdit ve dışlama rejimi oluşturabileceği tehdidini başarıyla gözden kaçırabiliyorlar.
Darbe imalarına tepki veren muhalif kitleyi ‘darbe tartışması çıkarmakla’ itham edebiliyorlar.
Hiçbir siyasi veya toplumsal temsil veya karar makamında olmayan birinin, sözümona darbecilere gözdağı vermek adına ‘sivilleri tehdit etme’ ettiği ahmakça veya alçakça sözleri muhalif siyasi parti ve halka karşı kullanabiliyorlar!
Buna karşı siyasi mücadele partiler arasında.
Ama bu ‘zihniyet’ hepimiz için endişe verici.
ÜST AKLI BİLMEM AMA FARKLI AKILLAR AKŞAM’DA…
AKŞAM’ın dijital sayfalarına ve kağıt baskısı olmayan eklerine mobil uygulamalarından erişebiliyorsunuz.
Medya zaten dijitale kayıyordu.
Koronavirüs nedeniyle herşeye internetten erişme sürecimiz hızlandı.
GÜNEŞ, her gün, ana akım gazetelerin ‘büyük resme’ bakmaktan gözden kaçırdığı insan hikayeleri ve günlük hayatımıza daha çok dokunan haberlerini yazıyor.
CUMARTESİ günü özel ekimiz, zaten zamanının çoğunu evde geçirenler için tasarlanıyor, içeriklendiriliyordu.
İki ekin de evde kalma sürecinde genel kültür, sağlık ve beslenme konusunda okurlarına katkısı daha anlamlı oldu.
AÇIK GÖRÜŞ ekimiz cumartesi ve pazar günleri Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri bilimsel, siyasi ve diplomatik yönleriyle anlamaya çalışan ufuk açıcı makalelerin mecrası olmaya devam ediyor.
Kendi adıma, beni ağır gündemin dışına çıkaran veya gündemin ‘ağırlığını taşınabilir kılan’ Açık Görüş yazarları favorim bu günlerde.
Mustafa Çiftçi’nin şahane betimlemeleriyle çarptığı hikayeleri ve Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Bengül Güngörmez’in gündeme karşı kullandığı orantısız güçten fırlayan şaşırtıcı, ufuk açıcı şarapneller ‘entelektüel sıhhat’ için yararlı…
Size bir tüyo vereyim.
AÇIK GÖRÜŞ’teki eski yazılara, GÜNEŞ ve Cumartesi ile Life ve Mor Papatya eklerinin sitelerine, yayın günlerinden sonra aksam.com.tr ana sayfasından da erişebilirsiniz.
Ama gününde okumak için ve yeni keşifler için AKŞAM’a bütün ekleriyle AppStore ve GooglePlay’dan ya da Turkcell Dergilik’ten abone olmanızı öneririm.
SIRP ÇETNİKLERİ BUNU YAPMIŞTI
Fatih Tezcan’ı tanımam.
“İnsanları karıları ve kızlarıyla tehdit ettiği” iddiasını sosyal medyada gazeteci dostum Cengiz Er’den duydum.
Güvendim, tepkisini paylaştım.
Dün, Tezcan’ın videosunu izledim.
Durumu izah etmek yerine tepki gösterenlere hakaret etmeye başlaması ile yetinebilirdim.
Ama sabrettim, tamamını izledim.
Sonra tehdit videosunu izledim.
Cengiz haklıydı…
Benim bildiğim, Müslüman söz ve eylemlerinden emin olunan kişidir.
Müslüman’ın savaşta bile ‘çoluk çocukla’ işi olmaz.
Oysa bu sözlerden emin olamadım, endişe duydum. Ve daha korkunç bir his veren başka bir şey hatırladım.
Sırp çetniklerin soykırımına dair iki etkileyici kitabın yazarı Saraybosnalı gazeteci Emine Şeçeroviç’ten dinlemiştim.
Her gün açık kapıdan selam vererek giren Sırp komşuların, o gün ellerinde bıçakla girdiğini…
Çetniklerin köylerden Müslüman Boşnak kadın ve kızları ve çocukları alıp neler yaptıklarını nefretle hatırlıyoruz ve unutmayacağız da…
Bunları, bir Müslüman’ın sözlerinden dolayı hatırlamaktan daha korkunç ne var?
ETİMOLOJİ/KELİME KÖKENİ
Nankör: Farsça ‘nan/ekmek’ ile ‘kör/görmez’ köklerinden türeyen ‘ekmeğe kör/nimet bilmez’ anlamındadır.