ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD ile işbirliği yaparak, bu yapıyı kullanarak bu ülkeyi bölmek istediğini artık bilmeyen kalmamıştır. Bugün ABD’nin kiralık askerleri konumundaki PKK/PYD yapılanmasının Suriye’de ilk yaptığı işin, bu ülkenin Kürtlerine karşı bir ‘siyasal temizlik’ yapmak olduğunu, PKK çizgisinde olmayan aşiret ve yerel unsurları tasfiye ettiklerini yani katledip sürdüklerini kimse unutmamıştır. Bölgede yaşayan Arap ve Türkmenlere ise ‘etnik temizlik’ uygulayarak bir vahşet sergilediklerini Batılı haber kaynakları bile yazmak, sergilemek durumunda kalmışlardı.
Bu aşamada akla gelen bir başka soru ise, PKK/PYD çizgisinde siyaset yapanların, onların sözcülüğünü yapanların durduğu yer neresidir sorusudur? Bu zevatın içinde eskiden ‘solcu’ olduğunu iddia eden, kendilerine öyle bir sıfat atfedilen bir grup var ki onların hali iyice sorunludur!
KİMDEN YANASINIZ!
Bu kendilerini solcu diye tanıtan veya öyle tanınanların diğerlerinden farkı şudur, diğerleri etnik ayrılıkçılığı etno faşizmi açıkça bir siyaset olarak benimsemişlerdir; bu sebeple onlar, kendi ırksal politik projesine destek veren her yabancı unsurla birlikte hareket etmeyi izah edebilecek, kendilerini mazur gösterecek bir söyleme müracaat edebilirler. Bu nedenle onların CIA, BND ve benzeri yabancı servislerden yardım alırken, doğrudan Pentagon tarafından gönderilen silahları alanları destekledikleri için yahut o silahlarla işlenen cinayetlerden utanmalarını beklemek doğru değildir.
Fakat muhtelif sol fraksiyonlarla bir zamanlar birlikte olmuş ya da sosyalist hareketler içinde bulunma iddiasında olan bu adamların, ABD emperyalizminin kiralık askerlerinin Suriye’yi bölme girişimini ve Türkiye’ye saldırı için eğitilen katillerle yan yana durmalarını hangi anlayışla, hangi gerekçelerle nasıl açıkladıklarını tahmin etmek kolay mıdır?
SINIFSIZ SOL
Burada temel sorunun bir ‘Türkiye solu’ olup olmama meselesinden geçtiğini söylemek gerekir. Daha düne kadar entelektüel bir ortamda yer alan, o zeminlerde düşünce hayatına katkı yaptıkları düşünülen grup ve insanların bile bugün çaresizlik ve düşünsel sefalet içinde PKK/PYD ve onlara silah temin eden katiller sürüsüyle işbirliği açık olan ABD saflarına sığınmasını başka türlü anlamak oldukça zordur.
‘Türkiye solunun’ sorununun derin sebeplerini burada etraflıca tartışmak mümkün olmayabilir, bununla beraber solun ‘organik sınıf temellerinin’ zayıflığının, Türkiye’nin ‘resmi aydınlar’ zümresinin hayat tarzı ve ideolojisiyle, zihniyet dünyası olarak aynı temelleri paylaşmış olmalarının buradaki rolünü görmek lazımdır. Bu hassasiyetler üzerinden demokratikleşme süreçlerinden rahatsızlık duyarak ‘resmi ideolojiyi’ savunanlarla benzer tepkiler verdiklerini, kendilerine doğrudan dokunmadıkça askeri darbelerde bile ‘devrimci töz’ aradıklarını hatırlayalım. Onlara söylenecek şey şudur: ABD emperyalizminin kiralık askerlerini savunabilirsiniz, etno-faşizmle kol kola girebilirsiniz fakat bu ülkenin Kürtleri sizin ne mal olduğunuzu bilmektedir.