Biz kadına şiddete her şekilde sözlü, fiili son diyoruz hala. Fakat ülkenin sanatçılarından biri çıkmış diyor ki, “Artık temizlik ve yemek yapan kadın yok. Bunu söyleyince başlıyorlar, ‘Kadın temizlik mi yapsın, çocuk mu baksın, yemek mi yapsın?’ diye. Çocuklara dadı bakıyor. Kahvaltıcılar tıklım tıklım. Kadınlar kahvaltı hazırlamıyor. Bu algı yanlış. Bu yanlış algıyı bitirmek lazım.”
Vah Kıraç; öyle tahlisiz bir açıklama yapmışsın ki yine. Geçen sefer ‘İngilizce eğitim kaldırılsın’ demiştin şimdi de kadınlar üzerinden devam ediyorsun. Sen hangi dünyada yaşıyorsun bilmiyorum ama benim olduğum dünyada kadınlar hem çalışıyor hem de evlerine, eşlerine, çocuklarına da dört koldan yetişiyorlar. Çocuklarına daha iyi bir eğitim vermek için çalışıp, okul taksidi ödüyorlar, eşlerine destek olmak için evin ihtiyaçlarını bölüşüyorlar, sabahın köründe aynı biz erkekler gibi evden çıkıp hayat meşgalesine düşüyorlar. Yani senin anlayacağın öyle sokaklarda her gün kahvaltı edecek, yemek yiyecek konforlu bir hayat yaşamıyor kimse. Ayrıca yaşıyorlarsa da haklarıdır. Her şey bitti şimdi kadının dışarda yemek yemesi, anneliklerini mi sorgulayacağız. O çocuklarını dadılara bırakıp böyle yaşayan yüzde kaç Allah aşkına memlekette. Bunlara kafa yoranlar kadar kadına yapılan şiddeti düşünüp kafa yorsanız biraz keşke. Topluma örnek hareketler göstermek varken, bu açıklamalar çok anlamsız inan ki...
FUNDA SANAT MÜZİĞİ İSYANINDA HAKLI
Funda Arar, müzik dünyasının hanımefendi ünlülerinden. İşine, ailesine olan saygısı, düzenli ve abartıdan uzak yaşamıyla ‘örnek’ denilebilecek bir isim. Önceki gün bir davette karşılaştık. Ayaküstü biraz sohbet ettik. Herkesin single’lar üzerine inşa ettiği kariyerlerine inat albüm yapmaya devam ediyor Arar... Hatta geçmişte yaptığı arabesk ve sanat müziği albümlerinin devamını da yapacakmış. Sanat müziğindeki bu ısrarı bence çok önemli... Çünkü her geçen gün biraz daha az dinlenen müziğimizi, popüler isimler yeni jenerasyona taşımazsa durum giderek kötüleşir... Kısa bir süre sonra s Türk Müziği, sadece konservatuarlarda eğitimi verilen, atıl bir tarz olursa çok yazık...
Malum bu tarz albümler önemli bir misyon üstlense de bir kesim tarafından da sert eleştiriler alıyor. Bunu sordum kendisine. Cevabı netti; “Kim ne derse desin, ben bu şarkıların nesilden nesle geçmesi adına bu durumu kıymetli buluyorum. Bu halk müziği için de geçerli. Kubat türküleri yeni düzenlemelerle yorumladığında da çok eleştiren oldu. Bu eleştiriler, yeni jenerasyonun türkülerle ilk kez, buluşuyor olmasından daha önemli değil. İsteyen eleştirsin ben inatla bunun önemini savunacağım.”
Bende Funda Arar’a bu davranışından dolayı ve sanattaki çizgisinden dolayı destek olmaya devam edeceğim.
ALEYNA UMARIM HADİSE GİBİ KARDEŞ MAĞDURU OLMAZ
Bu yazımı Hadise ve Aleyna’nın ailelerine olan sevgisi ve bağlılığı üzerine yazıyorum. Tüm sanatçılar gibi onlar da kazançlarını tabii ki aileleriyle paylaşıyorlar. Aleyna’nın da kız kardeşiyle çok güçlü bir bağı var aynı Hadise’nin ablası ve kız kardeşiyle olduğu gibi. Hadise’nin kız kardeşi ve ablası onun sağ kolu oldular ve tabii ki onun sayesinde hem iş sahibi olup, hem de para kazandılar. Ancak Hadise özellikle ablası tarafından hem maddi hem manevi zarara uğratıldı. En sonunda da ailevi ilişkileri bozuldu. Ablası menajerliğini bıraktı, kız kardeşi de kıyafetlerini yapmayı. Şimdi görüyorum ki Aleyna da kardeşi için elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyor. Umarım ileride o da, Hadise ablası gibi bu sevgiyi işine gücüne karıştırmaz. Çünkü bu iş profesyonellik istiyor. Sanat dünyasında aileyle yapılan her işte mutlaka bir problem çıkıyor...
YERİ ASLA DOLMAYACAK
Sevgili Tarık Ünlüoğlu, sevdiğim ve saygı duyduğum sanatçılardan biriydi. Uzun zamandır kanserle mücadele ediyordu ama tüm sevenleri gibi bu ani ölümüne hepimiz şok olduk. Çok üzgünüz. Türk tiyatro ve sinemasının yetiştirdiği en önemli oyunculardan birini daha kaybetmekten derin üzüntü duyuyorum. Bu sene Magazin Gazetecileri Derneği Ödül töreninde kendisine onur ödülü vermek için konuşmayı henüz yeni yapmışken ardından bu haber bizi sarstı. Mekanın cennet olsun Tarık Ünlüoğlu. Sevgili eşi ve ailesine büyük sabırlar diliyorum...
SEVGİLİ ERBİL , KENDİNE DİKKAT ETMELİSİN
Sevgili Mehmet Ali Erbil, o kadar zor bir süreçten geçti ki şükür ki o kötü günler geçti. Ama Mehmet Ali son dönemde kendini iyi hissedip gece hayatına falan dönmez umarım. Hastalığın şakası yok. Böyle bir süreçten sonra kendine çok iyi bakmak zorunda… Gezmesin, tozmasın, yaşamasın demiyorum ama eski hayatına geri dönerse büyük hata yapar. Eminim herkes onu bu konuda uyarıyordur. Bir de buradan ben sesleneyim dedim.
BU YAPILAN SANATÇILARA İNSAFSIZLIK!
Ünlü cenazelerinde selfie çılgınlığını bir süredir konuşuyoruz toplum olarak. Cenazeye katılan ünlülerle bir kare fotoğraf çektirebilmek uğruna tüm değerleri hiçe sayan, düşüncesiz insanlardan sonra şimdi de hastanelerin acil servislerinde aynı şey başladı sanırım.
Geçtiğimiz hafta sonu iki ayrı ilde konser veren Fettah Can, çocuklarından aldığı grip mikrobu sebebiyle konserlerine serum desteğiyle çıkmış. Gelin görün ki, bulunduğu illerdeki devlet hastanelerinde hizmet alan Can’ın hemen her anı birileri tarafından fotoğraflanmış. Kolunda serumla yatan Fettah, hastalığıyla uğraşırken belli ki birilerine ‘anı’ olmuş habersiz... Bu durum biraz insafsızlık gibi geldi bana. insanı hastayken bile rahat bırakmamak düşüncesizce bir hareket…