Yok! Yok! Bu işte 'kusur' değil, 'kasıt' var. Baştan aşağıya rüşvet ve şikeye bulaşan ve göstermelik bir temizlik şovu yapan UEFA'nın cellatlarının takımlarımızı Avrupa Kupaları'nda 'hunharca' boğazlamasını 'Hakem hatası' diye açıklamak saflık olur. Geriye dönüp bir bakın. Futbolumuzun Avrupa'da eşik atlayacağı maçlarda UEFA'nın bu 'Kiralık katilleri' çıkıyor sahneye…
El değişse de infaz yöntemi hep aynı...
Braga'da Fenerbahçe'yi katleden 'Bebek'ti…
Beşiktaş'ın payına da 44'lük 'İskoç Kaşar' düştü…
Elbette Şenol Güneş'in, Tosic'in ve diğer oyuncuların da eleştirilecek hataları vardı. Maçta 1-0 geriye düştüğümüz pozisyonda yaptığımız acemilikler Şampiyonlar Ligi'nde liderliğe oynayan bir takıma yakışmayacak basitlikteydi. Zaten hançeri kendi bağrımıza saplamıştık. Ama İskoç Craig Alexander Thomson kurşunu beynimize sıktı. Belki can çekişirken, suni teneffüsle, kalp masajıyla falan hayata dönme umudumuz da yok etti. Beck'i atarak da üzerine beton döktü.
Sonra 24 Ocak 2004'te Samsunspor maçında Beşiktaş'a Cem Papila'nın yaşattıklarına benzer sahneler görmeye başladık.
Ve Beşiktaş Avrupa'da tarihi bir eşik atlamaya çalışırken, İskoç Alexander Papila sayesinde uçuruma itildi. Tıpkı 2004’te olduğu gibi bu yaraların sarılması ve toparlanmak kolay olmayacak. Beşiktaş'ın aldığı bu ağır sonucun etkileri diğer kulvarlara da olumsuz yansıyacak. Şimdi camianın en önemli görevi takımı 'Yoğun bakım'dan çıkartıp, hayata döndürmek.
Kolay değil ama Beşiktaş'ta bunu başaracak tecrübe, wruh ve enerji var.