Seçim kampanyası boyunca kaç kez dilimi ısırdığımı saymadım/sayamam bile.
O süreçte öylesine rezilliklerle, aptallıklarla, saçmalıklarla, aymazlıklarla, ihanetlerle, saldırılarla, sövgülerle, paçozluklarla vs. karşılaştık ki;
Her seferinde benim dilim/kalemim yüzünden bir kargaşa çıkmasın diye, kendi kendimi dizginlemek ve susturmak için, acı çekmek pahasına, sakinleştiricilere başvurma mecburiyetinde kalmak adına dilimi ısırdım durdum.
Nihayet seçim bitti.
Tayyip Erdoğan bir kez daha net, açık, tartışmasız, hayat-memat mesabesinde olan seçimi kazandı.
Kemal Kılıçdaroğlu yine, yeniden, bir kez daha kaybetti.
Hal böyleyken;
Kendi üst düzey yöneticilerinden biri; "oyumuz falan çalınmadı, yenildik" deme erdemini gösterirken;
Parti'nin sözcüsü, "yaptığımız araştırmalar sonucu, seçimin sonucunu değiştirecek bir uygulamayla karşılaşmadık" derken;
Kemal Kılıçdaroğlu çıkmış; siyaseten olabilir, ama seçimin ahlaken meşruiyeti sorgulanmalıdır... anlamında bir şeyler söylemiş.
Artık dilimi ısırmayacağım:
Hadi oradan terbiyesiz...