Ev sahibi Antalyaspor'da dünya yıldızı Eto'o'nun yanı sıra takımın etkili 2-3 ismi daha yoktu. G.Saray'a gelirsek Igor Tudor, cezalı Podolski, sakat Sneijder ve De Jong'suz Antalya'ya gelmiş ve şampiyonluk yolunda son aylarda çok iyi bir çıkış yapan Antalya'dan üç puanla dönmek isteyecekti. İlk yarı inanın son haftaların en kötü futbolunu seyrettik. Heyecanlı bir filmde nasıl yerinize oturamıyorsanız, böylesine uyutucu bir futbol, insanın içini geçiriyor, 'Kalkıp, gidelim' dedirtiyordu.
45 dakika içerisinde Bruma'nın takımını sürükleyeceği futbolunun yanı sıra iki takımın kaleyi tutan üç şutu vardı. Ve enteresan bu üç top da gol oldu. Bruma'nın Josue'yle yapmış olduğu verkaç sonucu akıl dolu plasesinden hemen sonra Eren'in füzesi de gelince, G.Saray ikinci yarıya rahat çıkar, maçı farklı kazanır, düşüncesindeydik. Tabii ki Eren'in golünden önce Tudor'un lüzumsuz itirazlarından tribüne yollanması, ilk yarının sonunda Chedjou'nun yapmış olduğu arka arkaya iki hatadan Mbilla'nın atmış olduğu gol, hem G.Saray seyircisini hem de teknik heyeti 'Ne oluyoruz?' dedirtircesine şaşırtmıştı.
O ilk yarıdaki pasif futbolu ikinci yarı da beklerken, sanki bir sihirli el başta Antalyalılar'a daha sonra da G.Saraylı futbolculara değmiş olsa gerek ki; son ayların en güzel 45 dakikasını seyrettim. Hep istekli futbol hem kazanma hırsı ve mücadelesiyle sahanın en iyisi olan Danilo, Deniz'e 'Al da at' dercesine verdiği pasta Deniz de arkadaşını kırmayıp, beraberlik golü attıktan sonra maç daha da bir ateşlendi.
Düşünün ki; 11. ve 12. rauntlara giren iki boksör sadece puan almak için değil, rakibini nakavt etmek için birbirinin üstüne gitmesi ne kadar seyirciyi mutlu ediyorsa, biz de futbol adına o kadar mutlu olduk. Ancak Bruma'nın lüzumsuz iki sarıdan kırmızı görmesi, ne kadar affedilmeyecekse ilk yarı 2-0'ken bencillik yapıp arkadaşına vermediği gol pası da kırılma noktasıydı.
Gerçekçi olursak 10 kişi kalan G.Saray, hiç de bir eksik takım görüntüsü vermemişti. Rakibinin hücum gücüne aynı görüntüde karşılık vermişti. Ama futbolda her zaman geçerli olan bir kanun vardır ki; o da atamayan atarlar. İki takım da çok gol kaçırdı. Ama son saniyelerde golcü Eren'in kafa golü, hem G.Saray'ı hem Tudor'u hem de Bruma'yı hatta Chedjou'yu bile kurtardı.