Adı hazırlık maçı. ‘Neyin hazırlığı?’ derseniz, pazar günü Avrupa Ligi’nde Rusya gibi güçlü bir maçın provası idi dün akşamki Bosna Hersek mücadelesi.
İki ülkeyi futbol açısından teraziye koyduğumuzda dün akşamki maçın hazırlık değil, sadece bir antrenman maçı görüntüsü verdiğini söyleyebiliriz. Sayın Lucescu gençleştirme operasyonu yaparak bugünün gençleri, belki de yarının yıldızlarını sahaya sürmüştü. ‘Bekleyin görün’ dercesine bizlere umut vermek istedi Lucescu.
Ayrıca vermiyor da değil. Genelde baktığımızda ilk yarı 4 futbolcumuzun ikisi Almanya, ikisi Hollanda olmak üzere futbol kültürlerinin orta Avrupa oluşu dikkatimizi çekti. Ayrıca Türkiye’de yetişip de İngiltere, İspanya, İtalya gibi ülkelerde oynayan futbolculardan oluşturulan karma milli takımımız, oyuna zaman zaman ciddi derecede ağırlığını koydu. Buna rağmen ilk yarıda Enes Ünal’ın kendisine yakışmayacak şekilde, inanılmazı yapıp topu dışarı vurması dışında çok net fırsatımız da yoktu. Bir de Hakan Çalhanoğlu’nun uzaktan şutları izleyenler açısından heyecan vericiydi.
Genç kardeşlerime şunu hatırlatmak isterim ki, bu kadar üst düzey bir maçta 17 şut atıp da sadece 2 kez kaleyi tutturmanın, çok da izah edilecek yanı yok. Heyecan denebilir, tecrübesizlik denebilir ama bu kadar baskının daha iyi değerlendirilmesi gerekirdi.
İlk yarıda Enes Ünal’ın yaptığının bir benzerini ikinci yarıda da Cenk Tosun’dan gördük. Belli ki son günlerde yaşanan tartışmalar Cenk Tosun’un zihnini bulandırmış. Yoksa böyle pozisyonları harcayacak oyuncu değil. Pozisyon hazırlama becerisini, kafasındaki soru işaretleri nedeniyle sonlandıramadığını düşünüyorum.
Dün akşam bizim takımda en beğendiğim oyuncular kaleci Sinan, Çağlar ve Okay’dı. Üçü de kusursuz oynadı. Diğer takım arkadaşları da o kıvama geldiğinde yenemeyeceğimiz rakip olmaz. Elbette zamana ihtiyacımız var ancak bizim zamanımız yok. Başarı için daha aceleci olmak durumundayız.
Genç Berkay ve Mert’in son dakikalarda oynamasının nedenini sayın Lucescu’ya sormak gerekir. Bak sayın Lucescu el oğlu gençlerini 46. dakikada 4 kişi oyuna sokarak milli yapıyor. Ben senin yerinde olsam bu gençleri 4 dakika değil, hiç değilse 24 dakika oynatırdım.
Nasıl olsa maçın adı ‘Hazırlık maçı’ değil mi?