Başkan Erdoğan, dün başlayan ve yarın da devam edecek olan Kırgızistan gezisi öncesi, Kırgız medyası için bir makale kaleme almıştı. “Türk dünyası, potansiyelinin hakkını vermeli” çağrısında bulunan Erdoğan, her zamanki gibi FETÖ’ye de özel bir bölüm ayırmış ve “FETÖ, DEAŞ ya da PKK gibi küresel bir tehdittir” saptamasında bulunmuştu.
Erdoğan’ın yurtdışı gezilerini takip eden bir isim olarak, gittiği ülkelerde FETÖ’yle mücadele konusuna büyük önem verdiğinin yakın tanığıyım. Peki, Kırgızistan’daki FETÖ yapılanmasında tablo ne? Gelin bir göz atalım...
Açıkçası ülke FETÖ’nün Orta Asya’daki en önemli üssü konumunda...
Sebat Eğitim Kurumları adıyla (Geçen yıl Sapat olarak değiştirilmiş) 1992’de ülkeye sızan örgüt şu an 1 üniversite, 22 lise, 9 ilk ve ortaokula sahip. Her yıl en az 10 bin öğrenci, yaklaşık 2 bin 200 kişinin çalıştığı bu kurumlarda eğitim görüyor.
Bunların çoğu da üst düzey bürokrat ve siyasetçilerin çocukları. Sadece bu kurumun 100 milyon dolarlık malvarlığı olduğu tahmin ediliyor.
FETÖ, sadece eğitim değil ticaret hayatında da oldukça etkili. Kırgız Türk İş Adamları Derneği, örgütün en önemli ticari ayağı. Vefa adında bir alışveriş merkezi ve çok sayıda otel de örgütün finans kaynağı olarak burada faaliyet yürütüyor.
Bu kadar organize olunduğu için Kırgızistan, 15 Temmuz ihanet girişimi sonrası FETÖ’cülerin firar rotalarından biri haline gelmiş. O tarihten sonra yaklaşık 4 bin FETÖ’cünün yasadışı yollarla ülkeye kaçtığı tahmin ediliyor. Bu sayıyla birlikte Kırgızistan’ın en az 10 bin kişilik bir FETÖ’cü nüfusa ev sahipliği yaptığı belirtiliyor.
Bu kompleks yapıya karşın Türkiye de bütün imkanlarını seferber etmiş durumda. Özellikle Maarif Vakfı, FETÖ etkinliğinin kırılması konusunda oldukça faal. 2017 Haziranında ilk kez ülke yetkilileriyle temasa geçen Vakıf, ilişkileri bugün bir ortak mutabakat zaptı imzalanması aşamasına getirmiş durumda. İşte Başkan Erdoğan’ın bu ziyaretinde o zaptın da imzalanması bekleniyor.