2019-2020 eğitim-öğretim yılı heyecanı yarından itibaren başlıyor. Bu vesile ile yeni eğitim-öğretim yılının yarınlarımıza ümit olacak şekilde ilmen ve ahlâken güçlü bireylerin yetiştirildiği bir yıl olmasını temenni ediyorum.
Ülkemizin istikbaline dair attığımız adımlara bir yenisini daha ekleyeceğimiz şu günlerde çocuklarımızı bekleyen birtakım tehlikelere dikkat çekmek istiyorum.
Uzun bir tatilden sonra eğitim yılının başlamasıyla birlikte bağımlılık yapıcı maddeler için de tehlikeli bir döneme girmiş bulunmaktayız. Çünkü tüm bu zehirlere ve kötü alışkanlıklara bulaşmanın en fazla olduğu dönem okulların açıldığı ilk aylardır.
Maalesef okula başlayan körpe yavrularımız en az bizim kadar okulların açılmasını bekleyen zehir tacirleri tarafından yeni müşteriler olarak görülmekte ve beklenmektedir.
Bu hainlerin kasalarını doldurmak için yavrularımızı türlü türlü hile ve oyunlarla nasıl uyuşturucuya alıştırdıklarını, nasıl sigara, nargile ve içkiye bulaştırdıkları gerçeğini görmemek ve duyarsız kalmak mümkün değildir.
Bu bilinçle aileler başta olmak üzere eğiticiler ve güvenlik güçlerimiz şu günlerde her zamankinden daha fazla teyakkuzda olmalı ve bir an olsun çocukları yalnız bırakmamalıdır.
Çocuğun ilgi değişiklikleri, arkadaşları ve arkadaş değişiklikleri, vakit geçirdiği mekanlar, okula devam durumları, davranış değişiklikleri tüm taraflarca dikkatle izlenmelidir.
Uyuşturucu dahil tüm kötü alışkanlıklara başlama yaş aralığının 10-25 yaşlar arasında yani eğitim çağında zirve yaptığı bilinmektedir. Bilinen bir diğer gerçek de şudur ki, bağımlılık yapıcı maddelere başlama sebeplerine bakıldığında toplamda %95 oranında merak ve arkadaşlık duygusu başı çekmektedir.
Bu açıdan bakıldığında uçucu, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin hiçbirini isim isim sayarak çocukların “acaba nedir?” demesine vesile olmamak gerekir. Son zamanlarda medyada sıkça adı geçen uyuşturucu maddeleri ismen zikretmenin aynı zamanda onların reklamını yapmak anlamına geldiğini ve çocuklardaki merak duygusunu kabarttığını asla unutmamak gerekir. Bunlar için “sentetik uyuşturucu” veya sadece “uyuşturucu” tabirini kullanmayı tercih etmek daha doğru olur kanaatindeyim.
Bağımlılık konusunda asla unutulmaması gereken iki önemli gerçek vardır ki bunlardan birincisi
“bir kere denemekten bir şey olmaz” aldatmacasıyla içilen bir dal sigara veya bir şişe biradır.
İkincisi ise bağımlılık yapan maddelerin içerisinde en tehlikeli olanı en kolay elde edilenidir.
Bütün bu sayılanların yanında çocukları bağımlı olmaktan uzaklaştıracak belki de en önemli etken aile içi sevgi bağlarının kuvvetlendirilmesidir. Ailesine bağlanmayan çocuk bağlanacak bir yeri mutlaka bulur ve bunlardan bazıları da maalesef başka bağımlıların ağına düşer.
Çocuklarımızı kollayalım, gözümüzden ırak etmeyelim. Unutmayalım ki çocuklarınızın ihtiyacı ve ilacı sevgidir…
Terörün Anasını Gözü Yaşlı Analar Ağlatacak!
Yaklaşık yarım asırdır ülkemizin en önemli sorunu olan ve iç hainler ile malum dış mihrakların tezgahladığı terör sorununu ancak annelerin bitirebileceğini daha önce de vurgulamıştım.
Bugünlerde açıklamamı doğrulayan bir gelişme yaşanıyor.
Çocuğu dağa kaçırılan anneler, bu olayla bizatihi bağlantısı olduğunu düşündükleri bir parti binasının önünde eylem yapmaya başladı.
Elini kolunu sallayarak lüks içinde yaşayanların durumu yine aynı annelerin şu ifadeleriyle bir kez daha gün yüzüne çıktı. “Diyarbakır’da genç bırakmadınız! Çocuklarınız özel okullarda, karılarınız plajlarda, fakir fukaranın çocukları dağlarda!”
İşte bu feryatlar fakir fukaranın kızını, kuzusunu kandırarak dağa kaldıran siyasetçilerden hesap sorulma vaktinin geldiğini göstermektedir.
Artık yaşananlara rıza göstermeyen, sessiz kalmayan, boyun eğmeyen analar var ...
Anneler daha gür bir ses ile tepkilerini ortaya koymaya devam ettikçe devlet millet yürüyüşünün önünde hiçbir terör örgütü duramayacaktır.
Çocuklarımızı terör örgütlerinden, zehir tacirlerinden koruyalım, onlara yem yapmayalım. Unutmayalım ki her çocuk ülkemizin geleceği için dikilen bir çiçektir, bir fidandır.
Merak Ediyorum;
Orman yangınları için feryat eden bizler ömrümüze kaç fidan sığdırabiliyoruz?
Sağlık ve afiyet içinde kalınız.