Kim ne derse desin, kim aksini iddia ederse etsin, ortada inkâr edilmeyecek kadar açık bir gerçek var. Bu ülkede Kürtler eziliyor, paspas gibi çiğneniyor, alabildiğine kullanılıyor. Yetmiyor, ölüyorlar, öldürülüyorlar.
Failleri de ellerini kollarını sallayarak ortalıkta geziyor.
İnsansak eğer, bunun üzerine gitmemiz lazım. Hem de hep birlikte, el ele vererek, kararlılıkla. Hiçbirimiz kaçamayız bu sorumluluktan. ORC, Kürt vatandaşlarımız arasında geniş bir araştırma yapmış. Son gelişmelerle ilgili olarak ne düşündüklerini sormuş. Çıkan sonuçlar, son derece çarpıcı:
Kürt vatandaşlarımızın yüzde 80’den fazlası, belli illerde kazılan hendeklere tepkili. Desteklemiyorlar bu tür eylemleri.
Yüzde 79’u özyönetime “hayır” diyor.
Yüzde 81’den fazlası Türk vatandaşı olmaktan herhangi bir rahatsızlık duymuyor.
Yüzde 67’si olayların sorumlusu olarak PKK’yı görüyor. Yüzde 6,2’si daha da ileri gidip, “dış güçlerden” bahsediyor. Durum bu olunca PKK’yı dış güçlerin maşası olarak değerlendirdikleri söylenebilir.
İçlerinden yüzde 71’i HDP’yi de aynı kefeye koyuyor. Çünkü HDP’yi PKK’nın siyasi uzantısı olarak görüyor.
Ortada açık ve net bir tepki var…
Bu ülkede yaşayan Kürtlerin büyük çoğunluğu, PKK’ya da, HDP’ye de olumlu bakmıyor. Çünkü onlar da biliyorlar yaşadıkları sıkıntıların asıl sorumlularının kimler olduğunu!
PKK, Kürt çocuklarını dağa kaçırıyor…
Arkasında HDP var!
PKK, bazı şehirlere hendekler kazıyor, oralarda yaşayan insanların evlerini tahrip ediyor…
Destekçisi HDP!
PKK, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde devlet yatırımlarını engellemeye çalışıyor, iş makinelerini yakıyor…
HDP de çaktırmadan alkışlıyor!
En önemlisi de bütün bu eylemler sergilenirken Kürt gençleri kullanılıyor. PKK, Kürtleri Kürtlere kırdırıyor. Elindeki silahla geniş halk kitlelerini esir almaya, kişiliksizleştirmeye çalışıyor…
Bunu yaparken en büyük desteği ise HDP’den alıyor!
İşte bu yüzden “Eziliyor Kürtler, paspas gibi kullanılıyorlar” diyorum. Ezilen Kürt, ezen de belli. “Ezilenler” nutku atıp ezenler ezilmedikçe, Kürt vatandaşlarımızın bu kısır döngüden kurtulmaları mümkün değil.
Peki kim destekliyor bunları?...
Eski Marksistler, Leninistler, Stalinistler… Açın, “akademisyenlerin” son terör destekçisi bildirisinin altındaki imzalara tek tek bakın. Kürt kökenlilerden çok, “sol” kimliğiyle öne çıkan isimler var. Uzun süredir, PKK ve HDP üzerinden bir kavga veriyorlar. Kürt vatandaşlarımızı tahrik etmeye ve kullanmaya çalışıyorlar.
HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ gibi Kandil’de de “silahlı” ya da “eylemci sol” içinden gelen Türk kökenli pek çok isim var. En fazla Kürtçülüğü de onlar yapıyorlar. Dün ağlarına düşürdükleri Türk gençleri kullandıkları gibi bugün de ülkenin Kürt kesiminden yararlanmaya çalışıyorlar. Mesela Kürt değil Türk olan Ertuğrul Kürkçü, 1980 öncesi Dev-Genç Başkanlığı sırasında ne yapıyorsa, bugün de onu sergiliyor!
Geçmişte de “silahlı halk devrimi” diyorlardı, bugün de hendekli kalkışma ile aynı amaç peşinde koşuyorlar. Dün de devleti hedef almışlardı, bugün de devleti “düşman” olarak görüyorlar. Bu amaç doğrultusunda kimi bulurlarsa onu kullanıyorlar.
Hedef aynı, sadece kullanılan ve ölüme gönderilen kesimler değişti!
Figen Yüksekdağ’ın ve HDP’nin Meclis Grup Danışmanı Sıtkı Güngör, Diyarbakır’ın Çınar İlçesi’ndeki bombalı saldırının ardından bir tweet attı:
“Bahar erken geldi… Cemreler düşüyor sanki.”
Altı kişinin ölümü ve onlarca kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan kanlı saldırıdan duyduğu mutluluğu böyle paylaştı! Ama orada pek çok Kürt vatandaşımızın da evi yıkıldı. Kürtler de hayatını kaybetti. Buna rağmen HDP’den sevinç çığlıkları yükseldi.
Durup dururken “Evet Kürtler eziliyor, eziyorlar Kürtler'i” demiyorum. HDP, PKK ve eski Marksistler el ele vermiş, Kürt vatandaşlarımıza hayatı zindan ediyorlar. Kürtlerin ölümleri ve acıları üzerinden sonuç almaya çalışıyorlar.
Kurtarmak zorundayız Kürt vatandaşlarımızı bunların elinden ve zulmünden…