Başa, en başa dönelim, kimsenin itiraz edemeyeceği gerçekleri peş peşe sıralayalım. Taşlar o zaman yerine oturur. Dilerseniz, darbeci Kenan Evren’den başlayalım…
Evren, kin kusturdu bu millete. Silah zoru ile Türkiye’yi esir aldı. “Asmayalım da besleyeyim mi” dedi; gencecik insanları darağaçlarında sallandırdı. Tek dokunmadığı Fethullah Gülen ve ekibiydi. Hiç zedelemedi, örselemedi. Gülen, Evren’e destek, Evren de Gülen’e yol verdi. 12 Eylül Darbesi’nin ardından Amerika’nın “bizim çocuklar” dediği Evren ve arkadaşlarının, yine Amerika tarafından korunup kollanan Gülen’le kavga etmesi beklenemezdi elbette.
Bu ekibin palazlanması, Kenan Evren dönemine rastlar.
Sonra Turgut Özal geldi. O da destekledi bunları, Özal da kol kanat gerdi. “Alnı secdeye değen insanlardan zarar gelmez” düşüncesi ile hareket etti.
Mesut Yılmaz farklı davranmadı. Din ve diyanet adına olmasa da, dengeleri gözeterek Fethullah Gülen’in önüne hiç çıkmadı. Tansu Çiller ise yakınlaşmak için elinden geleni yaptı. Gülen’le aynı fotoğraf karesinde yer almayı siyasetin kaçınılmaz bir gereği olarak gördü.
En ilginç olanı da Bülent Ecevit’tir. Mesut Yılmaz’ın dediği gibi adeta Fethullah Gülen’e aşıktı Ecevit. Toz kondurmadı bunlara, hiç laf söyletmedi. Bugünkü iktidarı zaten biliyorsunuz. Ak Parti’nin lideri ve devletin başı Erdoğan, lafı hiç evirip çevirmeden söyledi. Geçmişte bunlara destek vererek yanlış yaptıklarını Türkiye ve Dünyaya ilan etti. Büyük bir mücadeleye girişti.
Bir tek istisna vardı, o da Necmettin Erbakan’dı…
Erbakan, hiç haz etmedi bunlardan. O, Fethullah Gülen’i, Gülen de Erbakan’ı hiç sevmedi. Erbakan’ın bir başka özelliği daha vardı, Amerika’dan da haz etmez ve bunu hep söylerdi. Hikayenin sonunu biliyorsunuz: Erbakan, 28 Şubat’ta gerçekleştirilen bir darbe sonucu iktidardan uzaklaştırıldı.
Evet, 28 Şubat da bir darbeydi!
28 Şubat’ta, Türkiye’de darbe gerçekleştirildi; fakat ne ABD’den ne de batıdan çıt çıkmadı. Fethullah Gülen ise, 28 Şubat’a açıktan destek verdi.
? ? ?
Bir dönem “apoletli gazeteci” diye çok eleştirildim. Şimdi geriye dönüp bakıyorum da son derece doğru yapmışım…
“Gazeteci” sıfatımla kısa dönem Harp Akademileri’nin düzenlediği Milli Güvenlik Sempozyum ve Seminerlerine katıldım. Hiç unutmuyorum, orada Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından NATO’daki “konsept değişikliğinden” söz ediliyordu. Türk Ordusu’nun subayları, kürsüye çıkıp, yeni dönemi anlatıyorlardı:
-Eskiden tehdit Sovyetler Birliği’nden geliyordu. Bugün NATO için yeni tehdit, radikal İslam’dır.
Evet, aynen böyle! Bizim ordumuzun subayları karşımıza geçiyor, “İslami tehditten” bahsediyorlardı. Hatırlayın o günleri! Oradaki “radikal” kelimesi öyle yorumlanıyordu ki, cemaatle namaz kılmak bile “radikalizm” sayılıyordu.
Hepimiz biliyoruz ki, NATO demek Amerika demektir. Ne yaptı İslam’ı bir tehdit olarak gören o Amerika? Fethullah Gülen’i aldı, bağrına bastı! Çünkü, Gülen bir tehdit değildi. Tam tersine tepe tepe kullanılacak bir araçtı. O’nun üzerinden, hem belli bölgelerde bir hakimiyet sağlanabilir hem de İslam sulandırılabilirdi.
Evet, bunu yaptı Amerika. 15 Temmuz gecesi de Türkiye’de suçüstü yakalandı.
? ? ?
Gelinen noktada Fethullah Gülen’e veryansın ediyoruz. Ne kadar alçak bir hain olduğunu tekrarlayıp duruyoruz…
Doğru, o sıfatların hepsi var bu adamda. Hain, hain olmasına da, önemli olan kimin adına bu ihanetleri sergilediği! Hep söylüyorum, “İtle uğraşılmaz, sahibine kızılır” diye!
Gülen’le uğraşırken, sahibe de bakmak lazım. Kullanılanla uğraşırken, kullananla ilgili tedbir almazsak eğer, Gülen gider, bir başkası gelir.
Ve biz daha çooook uğraşırız bunlarla!
? ? ?
KÜÇÜK BİR NOT: Nurullah Albayrak, Gülen’in avukatıdır, aynı zamanda sırdaşıdır. Uğraştım ben bu adamla. Hakkında suç duyurusunda bulundum, cezalandırılmasını istedim. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı haklı buldu, Albayrak hakkında iddianame hazırladı.
Adam, İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin karşısına çıktı. Orada, Nurullah Albayrak’la ilgili olarak “Son soruşturma açılmasına yer olmadığına” karar verildi.
Amiyane tabiri ile yırttı adam!
15 Temmuz’dan sonra da sırra kadem bastı. Muhtemelen yurt dışına kaçtı. Sadece bilinsin istedim. O yüzden de bu küçük notu yazdım.