CHP İstanbul ve İzmir il kurultayları enteresan göstergeler verdi.
AKŞAM muhabiri Ercan Öztürk, bugünkü gazetede ayrıntıları yazdı.
Mecburen biraz tekrara gireceğim.
Sırayla gidelim:
Divan Başkanı Altan Öymen, “Demokrasiyi yeniden kurma zamanıdır. İBB seçiminin kazanılması demokrasinin yürüyüşünün başlangıcıdır” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak”tan söz etti.
İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da “Umudun olduğu yerde her zaman tek adamlar yenilmiştir. Söylediğimiz her şeyi yaptık, yapamadığımızda kıvırmadık” dedi.
***
Ama kurultayda şunlar oldu:
Kaftancıoğlu, güçlü rakibi Cemal Canpolat’ın Kılıçdaroğlu’nun ısrarı üzerine çekilmesiyle ‘tek aday’ olarak seçime girdi.
677 delegeden 571’i oy kullandı; 61 oy geçersiz sayıldı. Kaftancıoğlu kalan 444 oyla yeniden seçildi.
Muhalif delegeler, “Rakip aday çıksaydı Kaftancıoğlu zor seçilirdi” yorumunu yaptı.
Haksız değillerdi.
Çünkü;
Kurultayda aynı zamanda delege listesi de oylandı ve Kaftancıoğlu ancak ‘son sıradan’ 196’ncı olarak delege seçilebildi.
CHP’ye ‘iktidar rüzgarı’ getirdiği öne sürülen İBB Başkanı
Ekrem İmamoğlu ise delegeden ancak 7 sıra üstte, 188. sırada listeye girecek kadar oy alabildi.
***
Altan Öymen’in İBB seçimine atfettiği önem de;
Kılıçdaroğlu’nun ‘demokrasi’den söz etmesi de;
Kaftancıoğlu’nun “Söylediğimizi yaptık, yapamadığımızda kıvırmadık” sözleri de akşama kadar manasını yitirdi.
***
Cumartesi günü yapılan İzmir il kurultayı ise daha enteresandı.
2018’de Muharrem İnce’nin aday olduğu Büyük Kurultay’daki imza krizinin benzeri yaşandı. Rakip aday Cüneyt Oğuz adaylık için yeterli imza topladı, ancak ‘mükerrer imza var’ denilerek, yeniden imza istenince bazı delegeler Kılıçdaroğlu’nun ‘tek aday olacak’ dediği Deniz Yücel’i tercih etti. Böylece rakip elendi.
Tek aday Yücel, 611 delegeden ancak 258’inin oyu ile seçilebildi. Oysa Yücel’in adaylığı için 540 delege imza vermişti.
Kılıçdaroğlu da 2018 kurultayında bin 87 imza ile aday gösterilmiş, ancak 790 oyla genel başkan seçilmişti.
Eski il Başkanı Alaattin Yüksel, “Bu salt çoğunluk bile değil. Güvensizlik oylaması oldu” dedi.
Ama Kılıçdaroğlu ve yanlılarının hep eleştirdiği ifadeyle, “Atı alan Üsküdar’ı geçti!”
CHP-HDP İTTİFAKI KAZANDI
Aklıma Cemal Canpolat’ın “Genel Başkan Canan Hanım’da bu kadar ısrar ettiğine göre, demek ki, ittifaklar konusunda sıkıntı istemiyor” sözleri geldi. Kaftancıoğlu, Kılıçdaroğlu veya İstanbul örgütünün değil ‘gayrıresmi HDP ittifakı’nın adayı.
İyi Parti ittifakının adayı olmayacağına göre...
MADEM ‘GÜNGÖR’ DİYEMİYORSUN...
Karadenizlilere ‘Laz’ denir ama
asıl Lazlar “Çayeli’den ötede”dir.
Akrabalarım diye demiyorum, şahane insanlardır...
Onlardan birinin çocuğu olmuş, müjdeli haberi komşusuna vermiş.
“Adını ne verdiniz” demiş komşu.
“Cuncor” demiş yerel aksanla, “Ama tam deyemeyrum.”
Komşu dayanamamış; “Madem Cuncor deyemeyisin neya çocuğinun adini Cuncor vereyisin!”
Demokrasi diyenlerin yaptığına bakınca hatırlayıp gülümsersiniz.
AKINCI SİYASİSERMAYESİNİ İNGİLİZ ATINA YATIRDI
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın İngiliz Guardian gazetesine yaptığı açıklama hem Türkiye’yi hem de Lefkoşa’yı ayağa kaldırdı.
Akıncı, durumu izaha çalışırken “Kırım ile ilişkilendirilerek sorulan soruya verdiğim cevap başka ne olabilirdi ki?” dedi.
Soruyu reddedebilirdi.
Diğerinde de, “Kıbrıs Türk halkı çok büyük bir oranda Rum tarafına azınlık olmayı ya da Türkiye’ye sürekli bağımlılık ilişkisi içinde yaşamayı istemiyor” dedi.
Rum tarafı ile Türkiye’yi ‘eşit’ tutmak bir Kıbrıslı ve bir devlet adamı için fena halde ‘yakışıksız’...
Hatay’ın ‘manda’ olmak yerine Anavatan’a katılmasına önderlik eden merhum Tayfur Sökmenoğlu’na atfen “İkinci Sökmenoğlu olmam” sözü ise cehalet olmasa gerek.
Mustafa Akıncı, KKTC cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi siyasi sermayesini İngiliz atına yatırdı.
Siyasi bir hata değil, bilinçli bir tercih yaptı.