Son haftalarda çıktığımız eşik maçlarından biriyle daha cebelleşeceğiz.
Şampiyonluk düğümü ha bu hafta çözülür,
Ha öbür hafta diye diye,
Son 4 haftaya geldik.
Sosyal medyanın bu maçı aşırı şişirmesi,
Oynayacağımız takımı ister istemez havaya soktu.
Beşiktaş kamuoyunun da bu atmosfere ayak uydurmasıyla, maç saatine kadar geldik.
Stressiz oynayacağımız bir 90 dakikada üstünlük kurmamız,
İşten bile değil ama…
Tartışma bile fuzuli ama…
Su bile götürmez ama…
Hadi hayırlısı.
***
İdeal kadrodan bir tek parmağı kireçlenen(!) Talisca yoktu.
Gerisi bildiğimiz çocuklardı.
İlk 5 dakikada stresli,
Ama stresli olduğunu saklamaya çalışan bir Beşiktaş vardı.
Ki normali de buydu.
Ama bir an evvel bu psikolojiden çıkılması,
Ve karşı yarı sahaya çökülmesi gerekiyordu.
15’inci dakikadan sonra bu minvalde hareketlenmeler oldu ama yeterli değildi.
20'inci dakikada ani başlayan Beşiktaş atağında,
Önce Oğuzhan'a, sonra Tosic'e sarı kartlık fauller vardı.
Es geçildi.
Bu arada Quaresma'nın da istem dışı absürt bir hareketi var kart gerektiren,
Onu da diyelim de 'Demedi' demediler.
30'uncu dakika itibariyle hakem Bülent Yıldırım, yine çok tartışılacak bir karar sonrası (!)
Frikiğe hükmetti.
Aboubakar tek başına gole gidiyordu, tek başınaydı falan…
Önemli değil zaten!!!
Sarıyla geçiştirdi.
Yüklenmeye başladık ama yine yeterli değildi.
Zira atak yapamayan rakibine karşı daha özgüvenli hareket edilmesi gerekiyordu.
Sonra yorulan futbolcuları dinlensin diye,
Maça biraz ara verdiler.
Pet şişe falan attılar sahaya.
Hakem de maçı durdurdu.
Dinlendiler!
Böyle böyle 40'a kadar geldik.
Bir bilmece vardı ortada
Ve acil çözülmesi gerekiyordu.
İlk yarıyı 5 dakika uzatan hakem,
'Hadi biraz çalışın' dedi.
İki takımı da soyunma odasına gönderiverdi.
55’inci dakikaya gelindiğinde
Sahadaki futbola değil ama
Yayıncı kuruluşun devamlı rakip tribünleri göstermesine takıldım.
Dakikalar ilerledikçe maçın boyu kısalıyordu.
Heyecan doruktaydı ve gol gelmiyordu.
60'la 62 arası kabus gibi çöktük ama kalecilerini geçemedik bir türlü.
Sonra Atiba çıktı, Cenk girdi.
Girer girmez de
Girer girmez de…
Ciğerimle nefes borum arasına bomba yemiş gibi oldum.
Öyle bir bağırmışız ki 'Golllll!' diye
Başka türlü anlatamıyoruz işte: 0-1.
Biraz daha sakin, biraz daha ayağa,
Sonra bütün Beşiktaş havaya bir durumdaydık.
Geçen haftaki son dakika dersini de unutmamak şartıyla!!!
Rakip seyircinin gardı düşmüştü ve bu bile avantajlı Beşiktaş için
Artık geri sayım başlamıştı,
Hatice değil, netice önemliydi.
Son dakikada gelen bir Aboubakar golü galibiyeti perçinliyor,
Bütün fişleri çekiveriyordu: 0-2.
Maç bittiğinde,
Marmara Bölgesi'nin güneyinde kalan bu şehrinden 3 puanla dönüyor,
4'te 4'ün birini tamamlıyorduk.
Hadi hayırlısı.