Heidrick&Struggles’ın Türkiye Yönetici Ortağı Ayşegül Aydın, “Küresel kriz öncesi icra her şeyin başıydı, dolayısıyla CEO’lar çok büyük paralar kazanıyor ve tek kaptandı” diye başlıyor, anlatmaya.
Şirketlerin vardığı bir karar: “Demek ki ‘icra’yı tek başına bırakmak yanlışmış.”
Şunu ekliyor Ayşegül Aydın:
“Yönetim kurulu üyelerinin ne işe yaradığını, ne işe yaraması gerektiğini ve icra kuruluyla nasıl bir denge içinde çalışması gerektiğini sorguluyor, şirketler.”
Bir dönem Türkiye’de çok yaygındı, emekli paşalar sanayicilerin, tüccarların gözdesi olarak yönetim kurullarında yer alırdı.
O paşaların yetkinliğini ve görev aldıkları şirketlerdeki katkılarını sorguladığımız dönemler olmuştu.
Ayşegül Aydın, “Yönetim kurullarında gerçek uzmanlar yer almalı. Mesela bir yönetim kurulu üyesi gelişmekte olan ülkeler uzmanıdır, bir başkası finans ve vergi uzmanı. Böyle bir kadro gerçekten yönetim kurulu olarak etkin ve verimli çalışır” diye anlatıyor.
‘TÜRKİYE KOLAY LOKMA DEĞİL’
LC Waikiki’nin sahibi Vahap Küçük, “En iyi laboratuvarlar bizde” diyordu, sohbetimizde. LCW’nin Bangladeş ve Mısır’da fabrikası, Çin’de alım ofisi var.
Türkiye’de de Malatya, Safranbolu, Adapazarı ve Çerkezköy’de üretimi.
Laboratuvarları ise Çin, Bangladeş ve Türkiye’deymiş.
“Türkiye’ye gelen yabancı zincir mağazaları satışlarınızı etkiledi mi?” diye soruyorum. Vahap Küçük “Etkilemedi, etkilediyse de kayda değer değil. Türkiye artık kolay lokma değil” diye yanıtlıyor.
‘KASILMAYI SEVMEM AMA...’
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ı, yabancı mevkidaşlarına sormak isterdim, ‘Söylemlerinden ne hissediyorsunuz?” diye.
Mesafeli duruşları, sıradan diyaloglarında dahi ‘diplomasinin’ inceliklerini kullanan İngilizlerin ekonomi bakanının yanında bile “Kasılmayı seven biri değilim ama konu Türk ekonomisi olunca kasıla kasıla konuşacağım” diyor.
“Yabancı yatırımcı kaşımıza, gözümüze gelmedi ki onlar da fena değil” diye konuşuyor.
İhracat, büyüme, ekonomik istikrardan söz ederken ekliyor: “Tercüme hatası yok.”
“Küresel oyuncu olmak istiyorsanız, şirketlerinizin global krizden etkilenmemesini istiyorsanız Türkiye ile iş yapın” tavsiyesinde bulunuyor.
“Ben gazcı bakanım, gaz pedalını severim ama gaz vermek için söylemiyorum” diyor.
EVDE BİLGİSAYAR HİYERARŞİSİ
Intel Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölge Başkanı Ayşegül İldeniz anlatıyor:
“Evde bilgisayarı öncelikle kullanan erkek çocuk, ardından kız çocuk ve baba. Sıra gelirse anne. Çocuklar anneye, bilgisayarı dokundurtmuyor bile, bozar korkusuyla.”
Kadınların iş gücüne katılımını artırmak için ‘online’ olmalarını sağlamak gerekiyor, diyordum. Ayşegül İldeniz de, bilgisayar okur-yazarlığını artırmak için yürüttükleri sosyal sorumluluk projelerinde en büyük talebin ‘kariyerine başlamış ama çocuğu olunca işi bırakmış kadınlardan geldiğini’ vurguluyor.