İkinci yarı ile birlikte kaybedilen puanlardan sonra bahane uydurmak moda oldu. Sevgili Aykut Kocaman’ın da haklı veya haksız kaybedilen puanların ardından, Giresun maçında yaptığı çıkışı anlamakta güçlük çektim. (Gerçi Kocaman’ın çoğunlukla maç sonrası değerlendirmelerini bizler gibi kendisi de anlamakta zorlanıyordur.)
Oyuncular nasıl ki hata yapıp, gol yiyip, yedirip ve kaçırıyorlarsa (Örneğin kendi kalesine ve rakip kaleye atan Dirar, hatasından gol yediren Mehmet Topal, golü kaçıran Fernandao) hakemlerin de seyirci, teknik adam ve yöneticiler dışında 22 futbolcuyla mücadele ederken hata yapmaları doğaldır. Ve bunu böyle değerlendirmek bizim gibi spor adamları için elzemdir.
Siz bakmayın televizyonlarda 3 kere, 5 kere, 10 kere ileri geri oynatıp, ‘Yok penaltıydı, kırmızı karttı’ diyenlere. Saha içinde hata yapan bireylerin salise içinde karar vermeleri gerektiğini düşünürsek daha sağlıklı eleştiririz. Zira bu yorumları yapanların da geçmişte düdük astıkları vakidir.
Gelelim Federasyon ve MHK’ye. İyi futbol oynamalarına rağmen atılamayan goller, bireysel hatalardan yenilen ve kaybedilen puanlardan sonra genellikle kendini kurtarma yoluna giderken, bazı kurumları suçlu göstermek sadece bugünün modası değil. Geçmişte de bu tür gündem değiştirme taktikleri gördük. Ancak bu seferki yorumlar ve suçlamalar futbolu saha dışına çıkartıp, açık denizlerdeki siyaset meydanına sokuyor. Neymiş efendim TFF ve MHK’de ‘FETÖ yapılanması devam ediyor’muş. Kimse kusura bakmasın ama bu söylemleri yapanlar İstanbul Başsavcılığı tarafından her halde sorguya alınabilir.
“Kardeşim sen bir şey mi biliyorsun ki bu yorumu yapıyorsun. Eğer biliyorsan her Türk vatandaşı gibi senin de bu isimleri vermen gerekir. Somut delilin yoksa da insanlara söylentilerle böyle suçlamalarda bulunamazsın.”
TFF ve MHK gibi kurumlarda çalışan düzgün insanları töhmet altında bırakıyorsun. Lütfen sahada elde edemediğiniz sonucu bu tür tehlikeli yollarla kazanmaya çalışmayın.
Gelelim Mahmut Uslu’ya. Sevgili Mahmut yine seçim yaklaşırken futbol heyecanını bırakıp kongre heyecanına kapılmış. Üyelere verdiği yemekte ‘ayranı fazla’ kaçırıp, aşırı motivasyonla taraftara kayarak müdahale etmiş: “Fenerbahçe başkanını kongre üyeleri seçer, yetiştirme taraftarlar değil” demiş. Bu kırmızı kartlık pozisyonu kesinlikle Aziz Bey görmüş ve anında gereğini yapmıştır diye düşünüyorum.
Nitekim Mahmut Bey dün sabah ‘Akşam’dan hazırladığı açıklamayı siteye koyup, özür dilemiş. Ama özrü de kabahatinden büyük. Mahmut Bey diyor ki, “Yemekli gecede, sözlerim yanlış anlaşılmış.” Bu haberi okuyunca 7 yaşındaki torunum Alya’ya okutup ‘Ne anladın?’ diye sorduğumda, sizin ve benim anladığım şekilde yorumladı.
“Mahmut Uslu doğru söylemiş, biz hepimiz yanlış anlamışız!”