Birçok şeyi bildiğimizi düşünürüz ama biraz kurcalarsak pek bilmediğimizi de anlarız. Ama önemli olan merak etmek. Bundan iki hafta evvel “Brent petrol fiyatı” kavramını merak edip anlamını ve nereden geldiğini bu sütuna aktarmıştım.
Bu hafta ise çok seyahat etmeye mecbur kaldım. THY uçağında yolcular için hazırlanmış magazinleri karıştırırken birinde “beygir gücü” kelimesinin nasıl dünya çapında bir standart haline geldiğinin kısa hikâyesi vardı. Tabii derhal okudum, özetini de aşağıya alıyorum. Hem eğlenelim hem de öğrenelim diye!
Endüstri çağında beygir gücünü kim ve nasıl endüstriyel standart haline getirmiş acaba?
Beygir gücünü bir dünya standardı haline getiren kişi 1770’li yıllarda buharlı motoru yeniden icat eden yetenekli İskoç James Watt imiş meğer. James Watt çok kaliteli bir mühendis ve çok üstün nitelikli bir girişimci olarak zaten şöhret yapmış bir kişi imiş. Watt buharlı motor teknolojisinin kendiliğinden nam salamayacağını düşünmüş ve ortağı Michael Boulton ile beraber bir iş modeli oluşturmaya soyunmuşlar. Müşterilerinin eski ürünleri olan “Newcomen” adlı buharlı motor yerine yeni geliştirilmiş ürünlerini kullanmalarını sağlamak için müşterilerini teşvik etmeye çalışmışlar. Bunun yolunu müşterilerin tasarruf ettikleri kömür maliyetinin üçte birini ücret olarak alarak, her iki taraf için de kârlı bir fiyatlama gündeme getirerek sağlamışlar.
Ancak bu iş modeli sadece kömür gücüne dayalı motorlarda anlamlı imiş. Peki güç kaynağı başka ise ne yapılabilir diye düşünmüşler. 1870 civarında Samuel Whitbread adlı kişinin Londra’daki işletmesinde aradıklarını bulmuşlar. Whitbread içecek üreten bir kişi imiş. Ürettiği içecekler o kadar popülermiş ki imalathanesi seri üretime geçen ilk içecek imalathanesi olmuş. Whitbread üretim arttıkça arpayı öğütmek için koşum takılmış atları güç kaynağı olarak kullanıyormuş. Altı at bir değirmene koşulmuş şekilde yavaş yavaş dönüyor ve Whitbread için buğdaylarını ezecek gücü üretiyorlarmış.
Ama değirmen atlarının bakım, beslenme ve ahır masrafları da oldukça yüksekmiş. Watt işin ekonomisi üzerine biraz kafa yormuş. Hesaplarına göre her bir at, tek bir ayağı ile saniyede 15 kilograma eşdeğer bir güç uyguluyormuş. İşte tek bir atın ürettiği bu kuvvet “beygirgücü” yani “horsepower” adıyla yeni global güç birimi olmuş. Watt, Whitbread’e kendi buharlı motorunun tek seferde 200 ata eşdeğer güç ortaya çıkaracağını hesapları ile göstermiş. İleri görüşlü Whitbread hesapları incelemiş ve buhar kullanımı teklifini kabul ederek buharlı motoru almış ve bir yıl içinde üretimini 90 bin varilden 143 bin varile çıkarmış.
Whitbread için üretilen buharlı motor şimdi Avustralya’nın Sidney kentinde Power House Museum adlı müzede duruyor.
Buradan alınacak ders ise sadece yeni değer bulmak değil, o değerin ölçülmesini ve net katkısını da ortaya koymanın gerektiği olgusu. Hatta bazen yeni ölçüm yaklaşımı, değerin kendisinden daha uzun zaman yaşıyor. Artık buharlı motoru pek kullanmıyoruz!