Hem de Leonardo Di Caprio ve Robert De Niro ile birlikte oynayacağınız bir rol. Leonardo Di Caprio; koranavirüsle mücadelede “All in Challenge” yardım kuruluşuna bağış yapan bir hayranına rol teklif etti. Sanatçı daha önce de U.S.A'in ‘Yiyecek Fonu’ için başlattığı kampanyayı, şimdi bu şekilde daha da faydalı hale getiriyor.
Bağış yapan bir kişi, Robert De Niro ile “Killers of the Flower Moon” adlı filmde, bütün gününü sette geçirecek ve filmin galasına, baş davetli olarak katılacak.
1 Nisan’da açılan kuruluş, şimdiye kadar 12 milyon dolar yardım toplamış bile. Kurum Leonardo’ya da teşekkürlerini Instagram’dan iletmiş.
İşte yıldızların yapmaları gereken örnek davranış. Sosyal medyayı öyle güzel yönetiyorlar ki, bazen hayran kalmamak elde değil. Gün dayanışma, yardımlaşma günü. Bunu kim yaparsa, kazanır. Yani kimse her şeyi devletten beklemiyor.
Herkes benim de bir nebze vatanıma, milletime faydam olsun diye düşünüp harekete geçiyor. Türkiye’de milyonlar Cumhurbaşkanımız önderliğinde ‘Bizbize Yeteriz Türkiyem’ kampanyasına destek vermeye devam ediyor. Herkes taşın altına eline koymayı sürdürmeli.
Şimdi sözüm ünlülere, bakın çok güzel örnekler var. Sessiz yardımlarınızı biliyoruz, belki de böyle organizasyonlar sizinle daha çok ses getirir.
ÜNLÜ OLABİLİRSİN AMA YA İNSANLIK?
‘Ben size insan muamelesi yapıyorum’; ne demek ? Herkes bu üslubu biliyor.
Yetkin Dikinciler ve bu düşünecede olan sanatçılar, bu sözleri ve tavırları kendinize yakıştırıyor musunuz?
Hiçbir sektörde çalışan emekçiler magazin muhabirleri kadar aşağılanmamıştır. Bu çocukların ve bizlerin ne insanlığı kaldı, ne duymadığı hakaret. Artık yeter.
Bu kadar hassas bir dönemde bile o kameralar sizin için açılsın diye o çocuklar, sokakta canlarını tehlikeye atıyorlar.
Hâlâ anlamadığınız, çocukların işi bu. Onlar da herkes gibi işini yapıyor. Ve bu iş sayesinde herkes evine ekmek götürme derdinde. Biraz ünlü olan, ilk magazincileri aşağılıyor. Çekilmek için bu kadar heves eden herkes, birden bizim insanlığımızı sorguluyor. Çok büyük bir özür hak ediyor o röportajı yapan muhabir ve tüm emekçi gazeteciler.
Umarım iki düşünüp bir konuşmayı öğrenirsiniz, çok bilge oyuncu topluğu. Bu tüm ünlülerimize değil. Üstüne alınan alınsın zaten….
NETFLİX’İN TÜRK SİNEMASI’NA ETKİSİ
Sadece bir internet film platformu deyip geçmeyin. İşte etkileri şimdi görülmeye başlıyor. Dünyaca ünlü bir yıldızın Türk Sineması'ndan bir filmi izleme şansını hangi reklam gücü verebilirdi. Kim zorla izletebilirdi. İşte bir mucize yaşandı.
‘7. Koğuştaki Mucize’ filmini izleyen Neymar, sosyal medyasından filmi izlediğini ve çok duygulandığını, "Çocuğu olan iyi anlar... Ne filmdi ama! İzlerken bir çocuk gibi ağladım!" ifadelerini kullanarak paylaştı.
137 milyon takipçisi olan dünya starı, bir Türk filmi için duygularını yazıyor. Hepimiz gururlanıyoruz, duygulanıyoruz.‘7.Koğuş’un Mucizesi’ sinemada rekor kırmıştı, şimdi Netflix ile rekor kıracak.
Ne mutlu filmi yapan, yazan, oynayan herkese. Çok büyük bir şans bu, oyuncularımız ve sinemamız için.
SERDAR’INKİ EV DEĞİL MALİKANE
Ah Serdar ah! Ne şarkılar, ne sözler yazdın. Yeteneğin sayesinde genç yaşta çok büyük paralar kazandın. Çok büyük bir şanstı sana verilen Allah’tan. Ama Kıbrıs ve kumar aşkın mahvetti seni.
Şu an belki de en büyük servete sahip olması gereken sanatçıların başındayken, şimdi maddi zorluk yaşadığını açıklıyorsun.
Serdar Ortaç’a bir önerim var, sat o evi... 5 milyon krediyle ev değil malikane aldın sanırım. Küçül, azalt. Tekrar sanatına ver kendini. Sen güzel şarkılar yaparsan o paraları tekrar kazanman imkansız değil.
Ayda 120 bin TL kredi ödemek herkesin harcı değil. Kıbrıs’a bu kadar para gömdün, hiç değilse Kıbrıs’tan bir ev satın alsaydın.