1
Asabiyenin izini sürerek...
İbn Haldun üstat diyor ki;
Mülk tesis edildiğinde melik, mülkü beraber kurduğu aynı asabiyete sahip yakınlarını yanından uzaklaştırır, sistem dışına atar. Çünkü, aynı asabiyete ve aidiyete sahip bu kişilerin hele hele melikin tökezlediği anlarda mülkten pay istemeleri her zaman ihtimal dahilindedir.
Uzaklaştırılan yakınların yerine, işleri görmesi için mevaliler (yabancılar) alınır.
Hal böyleyken
Nasıl oluyor da, bazı kimseler hep sistemin içinde kalıyorlar?
İşte bunu aklım almıyor.
2
Adam, sorsak; şişinerek Hanefi ve Maturidi olduğunu söyleyecektir.
İmam Hanifi ki ‘rey’ ekolünün kurucusudur.
Bir, iki asır sonra gelen Maturidi ise, İmam Hanifi’nin açtığı bu yoldan yürüyerek, “akıl için Allah’ı bulmak vaciptir”e kadar akla ve düşünceye alan açan bir mezhep kurmuştur.
Hal böyleyken
Bu adamlar hiç akla yer vermeden sayfalar dolusu yazabilirler, saatlerce konuşabilirler.
Ve hatta şu veya bu oranda akla alan açan dini yorum sahiplerine de çemkirirler.
İşte bunu aklım almıyor.
3
Eğer kategorik olarak liste yapsaydım hiç tereddütsüz Ertuğrul Özkök’e hain ve düşman listesinin ilk üç sırasında yer verirdim.
Hal böyleyken
Yine de
Özkök’teki bu İslam düşmanlığının ve millet yabancılaşmasının nedenlerini anlamaya aklım yetmiyor.
4
Aklım bana tuzak mı kuruyor?
Yıllarca ilmik ilmik örülerek oluşturulan ilişkileri ve dostlukları bir kelime ‘gerilim’ yüzünden yük saymanın akılla, mantıkla, izanla, idrakla ilişkisi olamaz... deyip duruyor.