Dün ABD’de Cumhuriyetçilerin 2016 seçiminin ilk deneme turlarının başlamasına birkaç hafta kala nasıl bir yaklaşım içinde olduklarına ve seçmenlerin neleri tartıştığına bakmıştım. Bugün ise Demokrat’ların, aday seçim başlangıcına iki haftadan daha az bir zaman kalan bu günlerde, nelerle uğraştıklarını ABD medyasından ve Pew araştırma şirketinden gelen bilgilere dayanarak aktarmaya çalışacağım.
Üzücü olan Demokrat Parti adayı Bayan Clinton’un medyada ve rakip siyasiler tarafından (mesela Trump) oldukça zor bir duruma sokulmuş olması. Bayan Clinton’un durumunun zor olan tarafı, 1990’lı yıllarda kocasının kadınlara olan seksist davranışının ve 42’inci ABD Başkanının medyaya düşen sex maceralarının, aslında kadın hakları konusunu en önemli seçim temalarından biri olarak vurgulayan Hillary Clinton’a kocasını desteklediği için fatura edilmesi. Hillary kocasının ilişkide olduğu kadınlar konusunda mesela Cumhuriyetçi aday Trump tarafından pek feminist olmamakla ve kocasını koruyarak çifte standard ile davranmakla itham ediliyor. Hillary Clinton da, Cumhuriyetçi aday Trump’ı ucuz bir seksist davranışı temsil ettiği için açıkça eleştiriyor.
Aslında geçmişte birçok örnek var. 1988 yılında Demokrat aday Gary Hart’ın Demokrat Parti adayı olup olamayacağı tartışılırken ön seçimde Bayan Donna Rice ile olan ilişkisi Demokrat Partinin aday seçimini tamamen etkilemişti. Bu nedenle de Bayan Clinton’un kampanyasında, Bay Clinton’un eski durumunun ve kadınlar konusunun bir an evvel seçim tartışmalarının dışına çıkarılması planlanmıştı. Ama Trump ise konuyu son güne kadar gündemde tutmaya kesin kararlı idi.
Bay Clinton’un 1991 yılında kendisi ile ilişkide olduğunu açıklayan ilk kadın olan Connie Hamzy’nin Bay Clinton’nun ilk adaylık günlerinde açıklamalar yapması esnasında doğal olarak Hillary kocasının geleceğini korumak yönünde çaba sarfetmiş ve üç kişi de bu ilişkinin gerçek olmadığını açıklayan yazılı ifadeler vermişti. Daha sonra ortaya çıkan Gennifer Clowers ile Bay Clinton macereası ise Bayan Clinton’un ciddi mücadelesine muhatap olmuştu. Daha sonra White House’da staj yapan genç Monica Lewinsky ile seks, ve de Lewinsky’nin en yakın arkadaşı Diane D.Blair’in 2000 yılında öldükten öldükten sonra yayınlanan hatırat kitabı da medyada gene gündemde. Tabii bu olay ve ilgili bilgilerin yeniden gündeme gelmesi özellikle genç kadınlar arasında, aday Hillary Clinton’a oy kaybettiriyor. Ancak bu konu Bayan Clinton’un başındaki tek bela değil. Bir de Hillary Clinton’un Wall Street ile olan yakınlığı konusu gündeme getiriliyor.
Bayan Clinton Bakan olduğu Hükümetten ayrıldıktan dokuz ay sonra, konuşma başına 275 bin dolar alarak ve yedi ayda, konuşmacılıktan tam 2 milyon dolar net kazanç sağlamıştı. Bayan Clinton konuşmalarında organizatörü olan Wall Street kurumlarını, düşman değil ABD’nin geleceğini sağlayacak ortaklar olarak adlandırmıştı. Ama konuşulan Bay ve Bayan Clinton’un Beyaz Saray’dan ayrıldıktan sonra ortak olarak 125 milyon dolar kadar konuşma geliri sağladıkları ve bunun yüzde 20 kadarı da son iki yılda kazanılmıştı. Sadece Goldman Sachs Bayan Clinton’a üç ayrı kentte üç konuşma için toplam 675 bin dolar ödemişti. Tabii Bayan Clinton konuşmalarına sık sık gelir dağılımı eşitsizliğini ve ülkenin kötü sosyal ve ekonomik yaklaşımını ve finans sektöründeki hile ve hurdayı da eleştirerek kendini korumaya çalışmıştı ama öbür tarafta da, George Bush’un Başkan olmasını sağlayan danışmanı Karl Rove gibi şeytanlar vardı. Ama Bayan Clinton’u en çok eleştiren de Demokrat Parti adaylarından, halen Vermont Senatörü olan, Clinton ‘un parti arkadaşı sosyalist Bernie Sanders oldu.
Tabii bir de Bayan Clinton’un Dışişleri Bakanı iken devlet sırlarını kendi özel ve her an başkalarının eline geçebilecek bir bilgisayarda tutması olayı var. Bu da kolay affedilebilecek bir olay değil.
Bu yılki ABD 2016 seçimi ilginç ve eğlendirici olacak diye düşünüyorum!