27 Şubat’ta yaşadığımız ve 34 askerimizin şehadetiyle sonuçlanan hain saldırı sıradan bir hadise değildi. Bazı yorumcular bunun bir darbe girişimi olduğunu yazdılar ki, son yıllarda yaşadıklarımızı düşününce çok da haksız olmadıkları söylenebilir.
Rus savaş uçağının düşürülmesi ve Karlov suikastını hatırladığımızda, Türkiye-Rusya yakınlaşmasından kimlerin memnun olmadığı kendiliğinden ortaya çıkıyor. FETÖ’nün kimlerin aparatı olduğunu biliyoruz. Ama bununla da bitmiyor. Diğer yandan derin Rusya ve İran faktöründen de bahsediliyor. İdlib gündem olmadan önce neyi konuştuğumuzu unuttuk bile; Süleymani suikastı ve bir ABD-İran çatışması…
Dolayısıyla, yaşananları hızlı ve doğru teşhis etmek, soğukkanlı ama kararlı olmak, diplomasiyi elden bırakmamak ancak sert gücü de kullanmak hayati hale geliyor. İşte bir kesimin anlamak istemediği de bu çok katmanlı, çok faktörlü sürecin karmaşık doğası. Türkiye son süreçte bu karmaşık süreçleri hem doğru okudu, hem de doğru adımlar attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği ülkemiz için ciddi bir şans oldu.
Öncelikle bu açık provokasyon ile Türkiye’nin test edildiği ortadaydı. Hem askeri kararlılığı, hem siyasi iradenin yönetim kapasitesi, hem de CHP ve şürekasının kaos yaratma, Ankara’nın kısa kalma ihtimali denendi. Tabii bu arada 3.5 milyon göçmenin sınırlara dayanmasının yaratacağı kaos bu krize eklenecekti. Terör örgütlerinin hareketleneceğinden de emin olunuz.
Moskova mutabakatı ile tüm bu kötücül planın çöpe gittiğini gururla söyleyebiliriz. Ateşkes sağlanmıştır. Milyonlarca mültecinin sınırlarımıza dayanması, yaşanacak insanlık dramları engellenmiştir. İlk defa İdlib statü, Türkiye’nin de bu bölgedeki söz hakkı resmiyet kazanmıştır. Türkiye, kendisine dönük saldırıları karşılıksız bırakmayacağı gibi, bunu kahredici boyutta yapacağını, yapabildiğini göstermiştir. Yerli savunma sanayimizin başarısını dünya hayretle izlemiştir.
Esasen millet lider ordu sacayağı ile Türkiye Atatürk’ün antiemperyalist bağımsızlıkçı çizgisini takip etmiştir. 27 Şubat darbesi püskürtülmüş, Türkiye düşmanları ve onların ülkedeki uzantıları bir kez daha hüsrana uğratılmıştır.