• $32,4092
  • 35,214
  • 2326.92
  • 9079.97
14 Haziran 2019 Cuma 17:05 | Son Güncelleme:

'Umman Körfezi'nde yaşanan saldırıların zamanlaması manidar'

'Umman Körfezi'nde yaşanan saldırıların zamanlaması manidar'

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Filiz Katman, 24 TV’de yayımlanan Moderatör programında Türkiye-ABD ilişkilerinin geldiği noktayı, dünyada yaşanan güven problemlerini ve Umman Körfezi’nde yaşanan saldırıları değerlendirdi.

TM DİJİTAL HABER MERKEZİ

Umman Körfezi’nde yaşanan saldırıların Japonya Başbakanı Abe Shinzo ile İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in görüştüğü ana denk gelmesinin manidar olduğunu belirten Katman, "Bir ada ülkesi olması dolayısıyla boru hatlarından yararlanamayan Japonya’nın enerji ihtiyacı herkesçe malumdur. Bu bağlamda bu ihtiyaç LNG ile karşılanıyor. ABD ise İran’ın bu ülkelerle ikili enerji ilişkisini baltalamak istiyor." dedi.

ABD, bir yandan Türkiye’den sürekli beklenti içerisinde olup bir yandan da Türkiye’ye verdiği sözleri tutmamayı sürdürüyor. Çözülen her krizin ardından yeni bir kriz çıkaran ABD, son olarak ise S-400 konusunu gündeminden düşürmüyor. Bu anlamda Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler nereye gidiyor? Umman Körfezi’nde yaşanan saldırıların zamanlaması nasıl yorumlanıyor? Bu saldırılar uzun vadede kime fayda sağlıyor?

24 TV’de yayımlanan Moderatör programına konuk olan İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Filiz Katman, ABD’de günü gününe uymayan bir yönetim anlayışının hâkim olduğunu ve ABD’nin giderek yalnızlaşan bir noktaya ilerlediğini anlattı.

Dünya çapında bir güven problemi yaşandığını ve Türkiye’nin bir tercih yapmaya zorlandığını anlatan Katman, Umman Körfezi’nde yaşanan saldırıların Japonya Başbakanı Abe Shinzo’nun İran’ın dini lideri Ali Hamaney’le görüşmesine denk getirilmesiyle ilgili olarak ise, “Yaşanan saldırının zamanlaması manidardır. Bir ada ülkesi olması dolayısıyla boru hatlarından yararlanamayan Japonya’nın enerji ihtiyacı herkesçe malumdur. Bu bağlamda bu ihtiyaç LNG ile karşılanıyor. ABD ise İran’ın bu ülkelerle ikili enerji ilişkisini baltalamak istiyor.” diye konuştu.

“ABD’DE ANI ANINA UYMAYAN BİR YÖNETİM ANLAYIŞI VAR”

ABD’de gerçekleşen yönetim değişikliğinin getirdiği farklı bir siyaset yapma tarzı olduğunu anlatan Katman, bundan muzdarip olan tek ülkenin Türkiye olmadığını ifade etti. Genel olarak bütün dünya ülkelerinin ABD ile ilişkilerinde kriz yaşamakta olduğunun altını çizen Katman, şunları kaydetti:

“Çünkü anı anına uymayan bir yönetim anlayışı var. Hatta bu öyle bir noktaya geldi ki, ABD iç siyasetinde de ciddi eleştiriye, ABD’nin imaj kaybına yol açtığı sebebiyle ciddi sonuçları olacağına dair çeşitli yorumlara da sebep oluyor.”

“ABD, GİDEREK YALNIZLAŞAN BİR NOKTAYA İLERLİYOR”

Donald Trump’ın bir iş adamı olduğunu belirten Dr. Filiz Katman, “Anlaşılan o ki, siyasi analistlerin yaptığı analizlere göre Trump’ın iş yapma metodu da bu şekilde ilerliyor. Yani bir şeyi yaptırmak istediğinde önce bir şekilde köşeye sıkıştırıp ondan sonra da kendi istediği şekilde müzakere etmeye çalışıyor. Bugüne kadar iş hayatında bu şekilde var olan Trump, şimdi bunu devleti yönetme üslubuna taşıyor.” diye konuştu.

Bu durumun ABD’yi giderek yalnızlaşan bir noktaya taşıdığını ifade eden Katman, Türkiye’nin de diğer bütün ülkeler gibi zaman içerisinde tehdit algısının değişmesine bağlı olarak iş birliği yapacağı ülkeler ve satın alacağı sistemlerde değişikliğe gittiğini anlattı.

Bunun normal bir süreç olduğunu ifade eden Dr. Filiz Katman, “Fakat ABD’nin şu anki yönetimi, mümkün olduğunca ekonomik olarak ABD’yi üst noktalara taşımak istediği için bu tür krizleri, kendi silah sanayisini yukarılara taşımak için bir araç olarak kullanıyor.” sözlerini kullandı.

“TÜRKİYE, SEÇİM YAPMA ORTAMINA ÇEKİLMEYE ÇALIŞILIYOR”

Gerçekçi bir bakış açısıyla bakıldığında dostlukların olmadığını, yalnızca ortak çıkarların olduğunu anlatan Dr. Filiz Katman, “Bu ortak çıkarlar olduğu sürece de iş birlikleri devam eder. Türkiye bir anlamda öyle bir noktaya getiriliyor ki, ‘Siz hangi bloktasınız, bunun kararını verin’ söylemiyle, gerçekçi bakış açısına aykırı olan bir söylemle Türkiye’ye bir seçim yapma ortamına çekilmeye çalışılıyor.” diye konuştu.

Türkiye’nin ulusal çıkarları doğrultusunda kendi çıkarlarını optimize edecek şekilde iş birliklerine gittiğini ifade eden Katman, şöyle konuştu:

“Yeri geliyor enerji bağlamında Rusya’yla yakın bir ilişki oluyor, yeri geldiğinde NATO ile süreçlerin devam etmesi oluyor, yeri geldiğinde de sınır boyunda yaşadığı tehditler göz önüne alındığında bir füze savunma sistemine ihtiyaç duyuyor. Bu noktada taraflardan teklif alınıyor. Eğer müzakerelerde bir taraf ihtiyaçları karşılayamıyorsa, çok normal bir şekilde diğer tarafa yöneliyor.”

“DÜNYA ÇAPINDA BİR GÜVEN PROBLEMİ YAŞANIYOR”

Gelinen noktada tarafların kendi güvenliklerini sağlayabilmek ve kendi çıkarlarını maksimize edebilmek için doğru çözümleri bulmaya çalıştığını anlatan Dr. Filiz Katman, Türkiye’nin de Batı bloğunda yer aldığı süre boyunca çok çeşitli platformlarda destek beklediğini ifade etti.

Türkiye’nin bu desteği her istediğinde taleplerinin karşılıksız kaldığını ve bu noktada seçimlerini sorgulamaya başladığını aktaran Katman, şunları kaydetti:

“Bu güvensizlik tabii yalnızca Batı bloğunun araçları için geçerli değil. Türkiye aynı sorgulamayı diğer ülkelerle ilişkilerinde de gerçekleştirmek durumundadır; çünkü dünyanın geldiği nokta, kendi kendine yetebilme ve kendi güvenliğini sağlamaya doğru gidiyor.”

Bu anlamda dünya çapında bir güven bunalımı yaşandığını söyleyen Dr. Filiz Katman, “S-400 meselesinde de Türkiye’nin sürekli gündeme getirdiği ‘kendi teknolojisini üretme karşılığında’ bir sözleşme yapılması, ülkelerin kendi ulusal güvenliklerini kendi imkânlarıyla sağlamak istemelerindendir. Zira dünyanın gittiği nokta, ne yazık ki barışçıl bir sürece doğru evrilmiyor. Kutuplaşmalar giderek artmaya başladı.” diye konuştu.

“UMMAN KÖRFEZİ’NDE YAŞANANLARIN ZAMANLAMASI MANİDAR”

Umman Körfezi’nde iki petrol gemisine yönelik olarak gerçekleştirilen sabotajın Japonya Başbakanı Abe Shinzo’nun İran’ın dini lideri Ali Hamaney’le görüşmesine denk gelmesinin manidar olduğunu anlatan Dr. Filiz Katman, şöyle konuştu:

“İran’ı köşeye sıkıştırmak isteyen bir Trump yönetimi söz konusudur. Kampanya döneminden beri bunu söylüyordu. Tabii bu aslında İran’la farklı bir müzakereye kapı açmak için, onu farklı bir noktaya evirmek için böyle bir politika izliyor.”

ABD’nin bu anlamda İran’ı ekonomik olarak güçsüzleştirmeyi amaçladığını ifade eden Katman, “Bunu yapabilmek için de İran’ın yaptığı ticari hamleleri kesmeye çalışan bir strateji izleniyor. Bunun önüne geçebilmek için Avrupa Birliği ülkelerinin geliştirdiği bir finansal ödeme sistemi de oluşturuldu.” dedi.

“TRUMP’IN DOLARI MANİVELA ARACI OLARAK KULLANMASINDAN RAHATSIZLIK DUYULUYOR”

İran’ın özellikle Asya ülkeleriyle olan ilişkileri bağlamında elinde ciddi anlamda bir potansiyel bulundurduğunu ve bu noktada ABD’den İran’a yönelik böylesi hamlelerin daha sık görülebileceğine dikkat çeken Katman, şunları kaydetti:

“Bir ada ülkesi olması dolayısıyla boru hatlarından yararlanamayan Japonya’nın enerji ihtiyacı herkesçe malumdur. Bu bağlamda bu ihtiyaç LNG ile karşılanıyor. ABD ise İran’ın bu ülkelerle ikili enerji ilişkisini baltalamak istiyor.”

İran’ın bu noktada çok da pasif kalmadığını anlatan Filiz Katman, “Sadece İran da değil, diğer ülkeler de doların petrol ticaretinden çıkarılmasını istiyor. Trump yönetimi ise buna karşı mücadele veriyor. Dünya ülkeleri doların hakimiyetinden sıkılmış durumdalar. Trump’ın bunu bir manivela aracı olarak kullanmasından da ciddi rahatsızlık duyuyorlar.” diye konuştu.

“UMMAN KÖRFEZİ, KRİTİK GEÇİŞ NOKTALARINDAN BİRİDİR”

ABD, Umman Körfezi’nde yaşanan saldırıdan dolayı doğrudan İran’ı suçlarken, İran ise ABD’nin bir sabotaj gerçekleştirdiğini söylüyor. Yaşanan gelişmelerin uzun vadede ABD’nin çıkarına olacağı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda ABD’nin Umman Körfezi’ndeki kontrolü ele almak için askeri olarak fırsat kolladığı konuşuluyor.

Bu iddiaları değerlendiren Dr. Filiz Katman, enerji jeopolitiği konuşulurken kritik boğazlardan ve geçiş noktalarından bahsedildiğini anlattı. Umman Körfezi’nin de bu kritik noktalardan biri olduğunu ifade eden Katman, şunları kaydetti:

“Petrol ihraç eden ülkelerin petrol fiyatlarının yükselmesiyle beraber ekstra bir gelir elde etmeleri söz konusudur. Petrol ithal eden ülkelerse bundan olumsuz etkileniyorlar.”

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı
Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür
Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür