Murat KELKİTLİOĞLU murat.kelkitlioglu@aksam.com.tr
CHP yönetiminde uzun süredir 'ne yapalım' tartışması yaşanırken, 15 Temmuz'da milletin coşku ve gururla tuttuğu 'demokrasi nöbetleri' kendilerine ilham olmuş! Buna göre 81 ilde akşamları belirlenen saatlerde 'adalet nöbetleri' tutulması planlanıyormuş... Hatta hazırlıklar başlamış bile! Bir diğer kullanışlı araç olan HDP/PKK da bu aşamada sahaya sürülmüş durumda... HDP 6-7 Ekim Kobani olaylarında olduğu gibi 'Direniş nöbetleri' adı altında halkı sokağa çağırmaya hazırlanıyor! Yani görüldüğü gibi iç cephede CHP ve HDP'ye sokakları sıcak tutma görevi verilmiş!
Geçenlerde Srebrenitsa soykırımını idrak ettik. Aynı yıllarda Ruanda’da 800 bin Tutsi ucuz olsun diye Çin’den getirilen palalarla katledilmişti. Bunların hepsi Batılı diplomatların, BM güçlerinin gözleri önünde yaşanmıştı. Eğer gerçek bir insan hakları tavrı olsa, BM kuruluş amaçlarına uygun davranabilseydi, dünya bu utançlarla yaşamak zorunda kalmazdı. O yüzden “Dünya beşten büyüktür” cümlesi söz konusu haksızlığa bir feryat olarak yükselmiştir. İnsan hakları kirli iktidar savaşlarının modern cephaneliği değildir, olmamalıdır. Bu sadece hedef alınan ülkelere zarar vermez, dünyanın iyimser geleceğine yapılmış en büyük kötülüktür.
Her şey rağmen Türkiye bu sınavın en başarılısı. Tüm mazlumların nefesi, sesi olmaya çalışıyor, yeni bir dünya düzeni kurulması için çaba sarf ediyor. Güçlünün değil, hukukun gücünün hakim olması için uğraş veriyor. “Dünya beşten büyüktür” diyerek, tüm mazlumlara ve onlarla hemhal olmaya çalışanlara; korkmayın, yılmayın, direnin, inanın, tunç olun, olun ki başarı ve zafer sizinledir mesajını veriyor…
Özellikle her cuma günü kalabalık gruplar halinde Aksa’nın bahçesinde varlık gösteriyorlar. Yaptıkları tek iş gidip orada oturarak fiziki ve psikolojik bir tavır ortaya koymak. Çünkü işgale verilebilecek en büyük cevap, oraların sahipsiz olmadığını göstermek. Bize düşense, Filistinlilerin yalnız olmadığını işaret etmek, gidebiliyorsak gitmek, ilk kıblemize sahip çıkmak. Gidemiyorsak İslam dünyasının meseleye duyarsız olmadığını göstercek bilinç inşasına katkı sunmak.
İşveren, işçinin ayrılmak istemesi halinde davayla uğraşmamak için 'istifa alma' yoluna gider. İşçiden yazılı istifa alarak, kendisine tüm tazminatını öder. Ama dikkat, işveren kendisini kurtardığını zannederken başına iş açabilir!