Gelmesini kim istedi?
Deniz Baykal’ın ve CHP’nin takip ettiği politikalardan rahatsız olan çok geniş kesimler. Özellikle de dışarıdaki bazı emperyalist güçler.
Peki, nasıl geldi?
Bir kaset operasyonu ile. O operasyonu da FETÖ düzenledi. Artık hepimiz biliyoruz ki, Baykal’ı kasetle vuranlar, aynı zamanda Erdoğan’ın ofisine böcek koyanlar. Sadece bu kadarla da kalmadı, artık delilleri ile ortaya çıktı ki, devletin tepesini dinleyenler, 17-25 Aralık’taki yargı darbesinin alt yapısını oluşturmaya çalışanlar da onlar.
Kısacası, Türkiye’nin içini düzenlemeye çalışan bir kirli elden bahsediyoruz. O kirli el MHP’ye de el attı, ama başaramadı.
Yakalandılar, cezaevinde ve adaletin kucağındalar şimdi.
Büyük iş başardılar aslında. Etkisiz eleman Kılıçdaroğlu’nu getirdiler ve CHP Genel Başkanlığı Koltuğuna oturttular.
O ne yaptı peki?
“Yeni CHP’yi” oluşturdu. Partide büyük bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirdi. Bugün Paris, Atina ve Erivan ne diyorsa, CHP’nin içinden de onlara benzer sesler çıkıyorsa, bu Kılıçdaroğlu’nun eseridir!
Hatırlayalım….
Genel Başkanlık Koltuğuna oturur oturmaz, İstanbul ve Van’da “Arama Toplantıları” düzenledi. CHP’ye yeni bir yol aradı. Bunu da CHP’lilerle değil, Soros’tan para alan TESEV’cilerle yaptı. Arama Toplantılarını, TESEV’in yönetim kurulu üyesi Oğuz Babüroğlu yönetti.
O toplantılardan da “Öcalan’ı da kapsayan bir Genel Af, Anayasal vatandaşlık ve ana dilde eğitim” gibi garip kararlar çıktı…
Skandalı, bugün CHP’den uzaklaştırılan birkaç partili dile getirdi. Ben birkaç defa yazdım. Pek fazla üzerine giden olmadı. Unutuldu gitti.
Son 10 yıl içinde CHP içindeki milli hassasiyetler alabildiğine törpülendi, büyük ölçüde yok edildi. Hem de hepimizin gözünün içine baka baka ve meydan okuya okuya…
İşte Kılıçdaroğlu’nun en büyük başarısı budur!
CHP ile o kadar oynandı ve öyle bir hale getirildi ki, dün söylense partiyi çatırdatacak sözler, artık önemsenmiyor bile. Hatay Milletvekili Ali Mahir Başarır örneği ortada: TSK’ya çok ağır hakaretlerde bulundu. “Ordu Katar’a satıldı” dedi. Sanıldı ki CHP’nin içi karışacak, yer yerinden oynayacak.
Hiç de öyle olmadı. Sadece bir iki cılız ses yükseldi, o da parti içindeki muhaliflerden. Kılıçdaroğlu, bu çirkin ifadelere sahip bile çıktı. Atatürk’ün kurduğu CHP’ye yakışmayacak bir tavır içine girdi.
Çünkü değişim ve dönüşüm tamamlandı artık. Hem “Yeni CHP” oluşturuldu; hem de parti yönetimi bu yapıya uygun bir hale getirildi. CHP dışına itilen pek çok isim “Partimiz işgal altında” diye boşa bağırmıyorlar!
İşte bu noktada Erdoğan ve Bahçeli’nin CHP için kullandıkları “Ülke için milli güvelik meselesi haline dönüşmüştür” ifadeleri çok önemli! Son 10 yıllık süreci çok güzel tanımlıyor.
O kadar önemli ki…
Kılıçdaroğlu, o yüzden bu sözleri etkisizleştirmek, kirletmek ve çarpıtmak için hemen ertesi gün “Erdoğan milli güvenlik sorunu” ifadesini kullanmak zorunda kaldı!