• $32,3773
  • 35,096
  • 2325.97
  • 9094.31
25 Kasım 2016 Cuma 19:50 | Son Güncelleme:

Spor pazarlamasına yeni bir soluk

Spor pazarlamasına yeni bir soluk

Yetkin Etkin, Lig Radyo'da yayınlanan Ajans Futbol programında Handan Kaloğulları’yla birlikte keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

YETKİN ETKİN - ÖZEL HABER

Y.E.; Ben bu sektördeki en çok çalışan adamlardan biriyim. Benim dişi halim sevgili Handan Kaloğulları’yla birlikte olacağız. Handan da gerçekten de çok çalışan biri, sadece röportaj üstünde değil. Ülkemizdeki pazarlama konularına hakim biri olarak biraz spor pazarlama, işin kurumsal tarafındaki marching desings tarafını ve reklam tarafını konuşacağız. Ayrıca röportajlarından kısa kesitlerine yer vereceğiz.

Y.E.; Öncelikle hoş geldin. Seninle uzun zamandır konuşuyorduk ama yeni bir araya gelebildik, hayatın nasıl geçiyor?

Benim için hayat oldukça hareketli geçiyor. Röportajlarım, Üniversiteler de konferanslarım hem çeşitli dergilerdeki yazılarımla oldukça hareketli geçiyor.

Y.E.; Seni tanımayanlar için özet geçermisin?

Uzun yılar spor camiasının içinde olan biriyim. İstanbul Ünüversitesi iletişim mezunuyum ve spor üzerine çeşitli proğramlardan faydalanıp kendini geliştiren biri olarak, 5 yılını  BeşiktaşJK’da Markalar Yöneticisi, yaklaşık 3 yılımı en zor süreçlerinde Passolig’in Spor Pazarlama Müdürlüğünü yapmış biriyim. Şu anda kendi bloğumda röportajlar, dergilerde yazılar, Üniversite konferanslarında konuşmacı ve Türkiye de Spor Pazarlama eksikliğini gidermek için katkı sağlamaya çalışan biriyim.

Y.E.; Bende bu konuda sektörde açıklık olduğunu düşünen biriyim. Peki seni spora çeken nedir? Aileden mi geliyor yoksa özel ilginmi? Başka birinden mi etkilendin, Futbola çeken şey neydi? 

Kadınalar Futbolla ilgileniyor ama bir erkek kadar tatikler, asistler, hangi dakikada hangi şutlar asistler yapılmış, atılan goller ve futbolcu isimleri aklımızda kalmayabiliyor. Bizler biraz daha busines magazin tarafındayız. Fakat bir maça hazırlık sürecinde arka tarafta nasıl hazırlıklar yapılıyor, aşamaları nelerdir. Hangi dakikalarda neler yapılmalı, yapılan işler, emekler her zaman ilgimi çekmişti.

Yıldırım Demirören zamanında, Yönetim Kurulu Üyesi olan Doğan Küçükemre ‘nin teklifiyle her şey gelişti. O dönemlerde başka yerden de teklif almış ve  kulüp de başlayıp başlamam konusunda terettütdeydim. Beşiktaş’ın Pazarlama Drektörü Bülent Edinsel’in beni iknası ile büyülü atmosfer başladı.

Y.E.; Kafadan konuya girecem, Beşiktaş, Kurumsal Pazarlamasını, Ürün Pazarlamasını, reklamlarını başarılı yönetiyor muydu?

Beşiktaş 2014-15 sezonunda en yüksek bilet satan kulüp oldu. Stadyumu olmayıp çeşitli illerde deplasmanda olmasına rağmen bunu en iyi şekilde kullanan/yöneten kulüp oldu. Maç oynanan illerde satış standatlarını oluşturması, sosyal mecraları aktif şekilde kullanması, bilet satışı ile ilgili arka planda yapılan startejik çalışmalarıyla bunu başarıya çevirdi.
2015-16 sezonun son maçlarını kendi stadyumunda oynadı. Yine bunu kullanarak, bu sezonda en fazla bileti satarak, bilet gelirlerini katladı. 

Vodafone sponsorluğu öncesinde sponsor sıkıntısı çeken diğer kulüplerimizin arasındaydı. Fakat Vodafone ile yaptığı anlaşma ile bir çok kounda başarı elde etti. Bu anlaşmayla kurumun güçlü  pazarlama stratejilerinden faydalandı. Arka planda, Pazarlamadan sorumlu Genel Müdür yardımcısı Umut Kutlu’nun da katkılarıyla oldukça güçlüler. Mesela Feda t-shirt projesiyle taraftar üzerinde aidiyat duygusu uyandırarak, kulübe gelir anlamında katkı sağladılar.  Arka tarafında taraftarlık ruhu ve gelir sağlama bacağını kullanılarakgüzel bir spor pazarlama çalışmasına imza attılar.

Bunun benzerini Galatasaray da Tekbilek Tek Yürek projesiyle bileklik satışı  yaptı. Galatarsarayın içinde bulunmadığım için gelir anlamında ne kadar başarılı olduklarını bilemiyorum. Bu tarz çalışmalarda , ürünün kar marjına, kaç adet satıldığına, nerelerde ve ürün tanıtımın beslenip beslenmdeğine, duyurusunun iyi yapılıp yapılmadığına, sosyal mecralarının kullanımına, futbolcuların yeteri derecede kullanılıp kullanılmadığına bakmak lazım. 

Y.E. ; Yakın zaman da da Beşiktaş’ın Efendi Beşiktaş projesi de oldukça güzeldi. “Tertemiz tarihiyle, herdaim centilmenliğiyle her koşulda  hakkaniyetli ne olursa olsun 113 yıldır başı dik asla Boyun eğmeyecek çünki o Efendi Beşiktaş”  Yılmaz Erdoğan’ın güzel sesiyle de seslendirilmişti. 

Y.E.; Yaptığın röportajları kendi bloğunda yayınlıyorsun, aynı zamanda ben ve Handan Santra Dergisinde hem yazı hemde röportajlarımızla yer alıyoruz tabi ki Ada Futbolunda da birlikteyiz.

Başkan Düzeyinde, Hoca düzeyinde ve kurumsal düzeyde görüşmeler yapıyorsun. Yaklaşık 50- 60’a yakın röportaj yaptın. Bize yaptığın röportajlardan kısa kesitler anlatabilirmisin?

1-) En çok aklımda kalan, zekasına ve iş yapabilme kapasitesine hayran kaldığım kişi Hikmet Karaman’ dı. Almanya’da yetişmiş, çalışmış olması ve oradaki edindiği tecrübeleri burada uygulmaya çalışması sistemi burada oturtmaya çalıştığı dönemlerde yaşadığı sıkıntı, sıkışıklıkları Almanya da ki  kulüplerden edindiği alt yapı çalışmaları burada oturtma çabası beni etkilemişti.

2-) Pisikoterapist Çağatay bey ile röportaj yapmış, Aziz Yıldırım ile ilgili yorumları aklımda kaldı. Aziz Yıldırım’ımın kulüp içinde, maçlarda, maç öncesindeki ünlü çıkışı nedeniyle destek alıp almamsına ihtiyacı varmı diye sormuştum. O da kesinlikle bir terapist den destek alması gerektiğinin altını özellikle çizmişti. ( Bu röportajı yayınlayıp yayınlamama konusunda da düşünüşmüş ama yayınlamıştım. Neyse ki  herhangi bir negatiflikle karşılaşmadım :) )

3-) Kulüplerde yeni Başkan eski başkan arasında veya yeni yönetim eski yönetimde olan kişlerle görüştüğümde,  yeni yönetimin yeni tezleriyle, eski yönetimde ki kişilerin muhaliflikleriyle yeni yönetimin sundukları tezlerini çürütebiliyorlar. Bazen arada kalabiliyorum. Mesela Galatasaray’ın Riva ve Florya tesislerinin satışıla ilgili  Adnan Öztük ile yaptığım roportajda yanlış karar alındığının neden yanlış karar alındığının detaylarını anlattı. Bu konuyu Selahattin Aydoğdu ile konuştuğumda (Adana Demirspor eski Başkanı, Galatasaray kongre üyesi) orataya atılan bu tezi çüretebildiğini görebiliyorsunuz ve buda sizi bazen arada bırakabiliyor.

Y.E.; Herkesin çok konuştuğu bir konu olan Spor Pazarlama hakkında ne söylebilirsin? Spor Pazarlama Ülkemizde ne durumda?

Süper Lig de ilk 2-3 takımı çıkarıtarak diğer takımları ele alırsak, büyük hezeyan içerisindeyiz.  Bu kuluplerde Pazarlama biriminin varlığı bile yok ne yazık ki. Tek bir kişiyle, bilet operasyonlardan tutun, pazarlama, sosyal mecralarıyla ve mağazalaşmalarıyla ilgilenen sadece bir kişi bulunabiliyor ve onun unvanı da benim nazarımda “Herşeyci”.  Çünki Kulübün herşeyiyle ilgilenmeye çalışarak yetmeye çalışıyorlar.

Bizi, Türkiye’yi, Avrupada temsil eden güçlü takımımız, kulübümüz Galatasaray ‘ımız vardı. 2015 yılında Dünyada marka sıralamasında, 19. Sırada yer alırken ne yazık ki gerek sportif başarısıyla gerek spor pazarlama konularında 2016 yılında ise 39. Sıraya geriledi. Bizim açımızdan kötü bir durum. Bunu etkileyen etmenler nelerdir diye bakacak olursak, Kulübün varlığı, varlığıyla birlikte, sportif başarısı, bunla birlikte spor pazarlaması yani pazarlama iletişiminin iyi yapması gerekiyor. Kulüp, sportif başarıyı paraya çeviremiyor PR’ını yapamayarak, satamıyorsa beklenilen yeni sponsorların gelmesini engelleyecektir. 

Gelen sponsorlarla kampanyalar, organizasyonlar, eventler, viraller yapıp duyuramazsanız  ve projeyi zamanında paraya çeviremezseniz. Kulüpte yeni işler yapılmaz, sponsorlara değer verilmediği, yapılan organizasyonlarda zorluklarla karşılaştırsanız, yeni sponsorlukların önünü kesmiş oluruz. Çün ki sponsor olacak kurumlar kendilerine ne kazandıracakalarına fayda unsuruyla bakarak hareket ederler.

Y.E.; 3 Temmuz döneminde Vestel, Sanica boru sponsorlukları bıraktı. Futbol Endüstrisinde büyük bir pasta ve bu pastdan pay almak isteniyorsa bu konuda nasıl adımlar atılması gerekiyor.

Y.E.; Spor Pazarlamada başarılı olmak için neler yapmak gerekiyor?

Başkanlar kendi PR için kulübü gölgelemeyi bırakmalı, sponsorluk konularda aradaki siyasi etmenler kalkmalı, ilgili birimler işin uzamanlarına bırakılmalı. Adana Öztürk’ün öncesinde yapmaya çalıştığı gibi Dünyada Spora yön vermiş kanaat önderlerinden Esteve Kaldza ve Thomas Kurth gibi duayenlerin bakış açılarından feyz almak yolumuza ışık tutmak için bilgili kişiler dinlenilmeli.

Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı
Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı

Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı

Emeklilere indirimli bilet müjdesi!
Emeklilere indirimli bilet müjdesi!

Emeklilere indirimli bilet müjdesi!

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi
Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi