Kazı başkanı Doç. Dr. Işık, "Yazıt, Savatra Antik Kenti'ne ait bir kaleden getirilmiş. Bu kale, Bizans dönemine kadar kullanılagelmiş. Mimari parçasına baktığımız zaman Bizans dönemi templon payesi. Dini yapılar içesinde bulanan bir mimari unsur bu.
Dönemsel açıdan baktığımızda milattan sonra 10'uncu 11'inci yüzyıllara denk geldiğini düşünüyoruz. Hem de içerik olarak baktığımız zaman İslam öncesi Türklere ait olan bir yazı olarak da karşımıza çıkıyor. İslam öncesi Hristiyanlaşmış olan Türklerin, burada varlığını ortaya koyan bir emare bu. Dönemsel olarak baktığımızda da Bizans dönemi diyebiliriz" dedi.
ANADOLU'DA BULUNAN İLK TÜRK YAZITI
Keşfedilen eserin şimdiye kadar Anadolu'da bulunan ilk Türk yazıtı olduğunu ifade eden Doç. Dr. İlker Işık, "Türkopol yazısının bulunması bizim için çok önemli. Türkopol, Türkçe karşılığı olarak Türkoğlu demek. Anadolu'da bu şekilde bulunan ilk yazıt niteliğinde. Önemi açısından da şöyle söyleyebiliriz; 1071 öncesi İslam sancağının Türkler tarafından buraya getirilmeden önceki evresinde Hristiyanlaşmış Türklerin burada varlığını gösteren bir delil bu.
Bizans orduları içerisinde lejyon birlikleri içerisinde yer alan Türk askerlerinin burada varlığını kanıtlayan önemli bir gösterge, bu açıdan hem Türk isminin yer alması, hem de onların bu dönemde burada konuşlandığını, Savatra Antik Kenti ve çevresinde varlığının tespit edilmesi bizim açımızdan çok önemli" diye konuştu.
'FARKLI KÜLTÜRLERİN BİR ARAYA GELDİĞİ BİR YER'
Savatra Antik Kenti'nin öneminden bahseden Doç. Dr. Işık, şöyle devam etti:
"Burası askeri bir garnizon bölgesi. Bozdağ Milli Parkı, Altınekin ilçesinden Karatay sınırlarına kadar devam eden kuzey-güney doğrultulu bir saha. Biz burada 6 yıl boyunca bir yüzey araştırması yürüttük. Bu çalışmalar sırasında bizim için en önemli göstergelerden birisi buranın bir askeri garnizon hattının olması.
Konya'nın doğu sınırını içeren ve bir tampon vazifesi gören bu bölge hem asayişi sağlamak hem de geçen ticaret kafilelerinin buradaki güvenliğini sağlamak için yer alan birçok yerleşim alanıyla dolu. Bundan dolayı da farklı kültürlerin bir araya geldiği bir yer demek mümkün. Stratejik anlamda önemli yolların yer alması, askeri karargahların bulunması açısından da tabii ki burası önemli bir saha."
'RUNİK ALFABESİYLE YAZILMIŞ DUA VE ŞİFA METNİ BULDUK'
Yazıtın bulunduğu bölgede araştırmalarını yoğunlaştırdıklarını ve 2 farklı yazıtla daha karşılaştıklarını anlatan Doç. Dr. İlker Işık, "Türkopol yazısını bulduktan sonra tabii ki bizim için çalışmalar derinleştirildi. Bölgede Türklere ait başka bir bulguyla karşılaşabilir miyiz, diye çalışmalarımızı bu alanda yoğunlaştırdık ve 2 adet runik alfabesiyle yazılmış yazıtla karşılaştık. Bu yazıların dua metni şeklinde olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda Cengiz Saltaoğlu'ndan destek aldık. Onun yapmış olduğu transkripsiyona göre hastalığın iyileştirilmesi konusunda bir şifa metni olduğunu düşünmekteyiz.
Bu çalışmaların ilerletilebilmesi için öncelikle epigrafik anlamda çalışmaların geliştirilmesi lazım. Türkoloji anlamında, bu alanda gelişmiş olan bilim insanlarının yer alması bizim için çok önemli. Akademik zemin altında bunların çevirisinin, epigrafik çalışmalarının yapılmış olması, bunların dönemsel anlamda niteliklerinin ve dönemlerinin tespit edilmiş olması açısından Türkoloji uzmanlarının arttırılması bizim açımızdan çok iyi olur" dedi.
'TARİHSEL ANLAMDA BİRÇOK BULGU İÇERİYOR'
Doç. Dr. Işık sözlerini şöyle tamamladı:
"Bölgenin ne kadar kıymetli olduğunu biz tespit ettikten sonra Konya Büyükşehir Belediyesi ve Karatay Belediyesi'nin destekleriyle burada bir çalışma yürütmeye başladık. Sayın Hasan Kılca'nın destekleriyle de 2021 yılından itibaren müze başkanlığında çalışmalarımıza başladık.
Bu yıl da Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Savatra Antik Kenti'nde ilk kazı çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bölgenin stratejik anlamda önemli bir saha olması, tarihsel anlamda birçok bulguyu içermesi, farklı kronolojilere hizmet edecek emareler içermesi açısından Savatra Antik Kenti'nde kazı çalışmalarını biz de temenni ettik ve bakanlığımızın müsaadesiyle başladık."