Reşat Coşkun: Türkiye’nin yüzde 80’i bel ağrısı çekiyor
Öğr. Gör. Reşat Coşkun, Türkiye’de yetişkinlerin yaklaşık yüzde 80’inin yaşamlarının belli bir döneminde bel ağrısı yaşadığını, bel ağrılarının temel sebeplerinden biri olan bel fıtığının, farklı tedavi yöntemleri ve egzersizlerle tedavi edilebildiği gibi, erken önlem alınarak da engellenebildiğini söyledi.
30 ile 50 yaş arasında sıklıkla görülen ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bel fıtığı, beldeki omur kemikleri arasında bulunan disklerin fıtıklaşarak sinirlere baskı yapması sonucu oluşuyor. Bel fıtığında yüzde 75 oranında genetik faktörler etkili olurken yüzde 25 ise duruş bozukluğu, aşırı kilo, ağır yük kaldırma, sigara kullanımı, stres, yanlış egzersiz ve az su tüketiminden kaynaklanıyor. İstanbul Arel Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Görevlisi Reşat Coşkun, bel fıtığıyla mücadele konusunda önerilerde bulundu.
Bel fıtığı hastaları için önerilerde bulunan Öğr. Gör. Reşat Coşkun, “Hastaların hiçbir zaman vücut ağırlıklarının yüzde 15’inden fazla ağırlık kaldırmamaları ve ağırlık kaldıracakları zaman kaldırılacak cismi vücuda yakın pozisyonda tutmalarını öneriyorum. Bel fıtığı hastalarının sağlıkları için yarım saatten fazla sabit oturmamaları ve mutlaka stresten uzak durmaları gerekiyor” dedi.
Bel fıtığının oluşumuyla ilgili detayları aktaran Reşat Coşkun, “İnsan vücudunda boyun kısmından başlayarak kuyruk sokumuna kadar uzanan ve omuriliğin de içinden geçtiği 31 adet omur bulunuyor. Bu omur kemiklerin arasında ise hareketi kolaylaştıran, omurganın dayanıklı olmasını sağlayan ve darbeleri önleyen diskler bulunmaktadır. Diskler içten dışarı doğru katmanlar oluşturacak şekilde iki kısımdan meydana gelir. Dıştaki koruyucu katman özelliğini kaybedince ya da bir travma ile zarar görünce içte bulunan yumuşak katman dışarıya doğru taşmaya başlar. Bu dışarıya doğru taşan yani fıtıklaşan kısım omurilik kanalındaki sinirlere temas eder ve sinirleri sıkıştırır. Bel fıtığı riskini azaltmak için mutlaka kötü alışkanlıklardan uzak durmak ve doğru bir duruş şekline kavuşmak için egzersizler yapmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Yapılan çalışmalarda belinde düzleşme olan ve sırtındaki kifoz (kamburluk) açısı normalden fazla olan kişilerde bel fıtığının görülme oranının daha fazla olduğunu ifade eden Reşat Coşkun, “Ayrıca bel fıtığında yalnızca omurga değil bacaklar da oldukça önemlidir. Bacak boyu farkı, dizlerde kireçlenme ve menisküs dejenerasyonu gibi rahatsızlıkları olan bireylerde bel fıtığının daha fazla görüldüğü biliniyor. Yapılan çalışmalarda bel, karın ve bacak ön grup kasları zayıf olan kişilerin bel fıtığına yatkınlıklarının daha fazla olduğu görülüyor” dedi. Reşat Coşkun ayrıca, “Kayropraktik uygulamaların yanı sıra fizyoterapide sıkça kullanılan mobilizasyon ve traksiyon yöntemleriyle bel ağrılarının 7-21 ay arasında azalırken bazı vakalarda tamamen iyileşme görüldüğünü” ifade etti.