Göçebelikten yerleşik yaşama geçilerek tarıma ilk başlanılan yerler arasında bulunan, içinde 400'den fazla bireye ait kemik ve kafatasının depolandığı "Kafataslı Yapı", mozaikli yapı "Terrazo Binası"nın gün ışığına çıkarıldığı höyük, yaklaşık 10 bin yıl önceye tarihlenmesiyle sadece bölge değil dünya uygarlık tarihi için de büyük önem taşıyor.
Kazı başkanlığını yürüten Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aslı Erim Özdoğan, AA muhabirine, Çayönü Höyüğü'nün dünya kültür tarihine çok büyük katkısının olduğunu söyledi.
"Yapılar 1,5 metre kalınlığında balçığın altında kalmış"
5 yıl önce höyüğün doğu kesiminde kazı çalışmalarına başladıklarını anlatan Özdoğan, şöyle konuştu:
"Doğu kesiminde çanak, çömlek ve neolitik yerleşmenin farklı evrelerini saptadık. Bunların kazıları hala devam ediyor. Buradaki höyükte neler olduğunu ve aynı zamanda Ergani Ovası'nın çevresel açıdan ne tür gelişmelere sahne olduğunu öğrenmiş olduk. Çünkü neolitik dönemde değişik zaman dilimlerinde sel ve taşkınların olduğunu biliyorduk. Milattan önce 3 binli yıllarda peş peşe kısa aralıklarla depremler ve çok ciddi sel, taşkınlar olmuş. Burada sel, taşkın olgusunun ovanın topografyasında tahminimizden daha ciddi bir değişiklik yaptığını saptadık. Yapılar 1,5 metre kalınlığında balçığın altında kalmış."
Kazılarda, geçmişteki doğa olaylarının, çanak ve çömleksiz neolitik yerleşmeyle ilişkilerini bulmaya çalıştıklarını dile getiren Özdoğan, höyük sürecinin nasıl gerçekleştiğini, topografyanın özelliklerini bulmaya çalıştıklarını belirtti.
İlk Tunç Çağı'ndaki göçer haraketliliğine ait de veriler olduğuna işaret eden Özdoğan, bu alanın büyük olasılıkla kışlak olarak kullanıldığını düşündüklerini belirtti.
Daha önce Çayönü Höyüğü'nü araştırdığını anlatan Azler, "Dünya tarihine ışık tuttuğu ve çok eski zamanlardan beri devam ettiği için bu kazıya katılmak istedim. Toprağa her dokunduğumda tarihi fışkıracakmış gibi hissediyorum. Gerçekten çok güzel bir his. Arkeoloji okuyan öğrencilere bu kazı deneyimini tavsiye ederim." dedi.