ZIRHLI TREN
Birinci Dünya savaşının en belirleyici unsurlarından biri lojistik üstünlük kurmaktı. Bu amaçla 1915´ten itibaren zırhı trenler sahneye çıkmaya başladı.
TELGRAF
Denizde, karada ve Akdeniz, Asya, Afrika gibi birçok farklı cephede savaşan güçler için iletişim en önemli etkenlerden biriydi.
KABLOSUZ İLETİŞİM
Işık sinyalleriyle mors alfabesi kullanılarak iletişim sağlayan Solar telgraflar sayesinde siperler arası kısa mesafeli kablosuz iletişim kurmak mümkündü.
MAKSİM MEKİNELİ TÜFEĞİ
Dehşet saçan bu silah, birinci dünya savaşının yönünü belirledi. O güne dek açık alanlarda yapılan muharebelerde taraflar sözlük anlamıyla birbirleriyle göğüs göğüse çarpışırken, maksim silahının savaş sahnesinde yerini alması oyunun akışını değiştirdi. Yüzeyde yağan çelik ve ateş, savaşın taraflarını siperlere sığınmaya zorladı.
DİKENLİ TEL
Çok basit bir yapıya sahip olan dikenli tel, birinci dünya savaşının yönünü belirleyen bir başka teknoloji oldu. Üzerlerine yağan mermiler yetmezmiş gibi askerler, bir de bu dikenli telleri aşmak zorundaydı. Binlerce asker daha kendi siperlerinden çıkar çıkmaz bu tel barikatlara takılıyor ve makineli tüfek mermilerine kolay hedef oluyordu.
SİPER KAZICI
Önceleri hayatta kalmak için doğal bir iç gücüyle askerler tarafından elle, kürekle kazılan siperler savaşın ortalarına doğru o güne dek eşi benzeri görülmemiş makinelerle kazılmaya başlandı.
ZEHİRLİ GAZ
Kullanımı uluslar üstü yasalarla yasaklanmış olsa da kanunlarda açık bulunarak gaz saldırılarına devam edildi. Taraflar, savaş suçu sayıldığı için gaz bombası taşıyan top mermileri kullanmıyor, doğanın gücünden yararlanıyordu. Gaz kapsülleri açılıyor ve işin kalan kısmını rüzgar yapıyordu. Rüzgarla taşınan ve havadan daha ağır olan gaz, siperlere doluyordu.
AĞIR TOPLAR
Savaşın tarafları dönemin en güçlü endüstrilerine sahipti. Bir gün süren kısa bir muharebe sırasında bile tonlarca top mermisi kullanılıyordu. Bu mermiler öyle güçlüydü ki, savaş alanlarının coğrafyasını değiştiriyordu. Top mermilerinin açtığı delikler yağmurun ardından küçük göletlere dönüşüyor, zamanla cesetlerle dolan bu göletler hastalık saçan ölüm yuvaları haline geliyordu.
GÜÇLENDİRİLMİŞ SİPERLER
Siper savaşları özellikle batı cephesinde birçok kez durma noktasına gelmişti. Ancak taraflar işi şansa bırakmıyor ve cephe gerisinde tahkimata devam ediyordu. Stratejik noktalara, ağır topların saldırılarına karşı durabilecek kaleler yapılıyordu. Böylelikle batı cephesi siperleri aşılsa bile şehirlerin düşmesi engellenecekti.
TANKIN SAHNEYE ÇIKIŞI
Siperler, dikenli teller, maksim makinelileri ve ağır top mermisi bombardımanları savaşı durma noktasına getirince yepyeni bir teknoloji birinci dünya savaşında sahne aldı. Tanklar dikenli telleri ve siperleri aşarak piyadeye yol açacak ve askerleri makineli tüfek mermilerinden koruyacaktı. Böylelikle düşman siperleri kolayca ele geçirilecekti.
ANTİ TANK SİLAHLARI
Tank, muharebe alanında sahneye ilk çıktığında askerlerin yüreğine büyük bir korku salmıştı. İri cüsseli, gürültülü, metal canavarlar siperlere yaklaştıkça askerlerin cesareti eriyip gidiyordu. Ancak tarafların bu yeni teknolojiye alışmaları uzun sürmedi ve anti-tank silahları savaş sahnesinde yerini aldı.
ZEPLİN
Bu dev hava araçları önceleri gözlem için kullanılıyordu. Savaş ilerledikçe hava gücünün önemi de görülmeye başlandı. Ayrıca zeplinler denizlerdeki üstünlüğüyle bilinen Birleşik Krallık için büyük bir dezavantaj oluşturuyordu. Dev Alman zeplinleri hiçbir engelle karşılaşmaksızın İngiliz kanalını kolayca geçerek Londra´yı bombalayabiliyordu. Hava saldırıları çok başarılı olmasa da gök yüzündeki bu dev hava araçları halkın yüreğine korku salıyordu.