Alınan bilgiye göre, hava araçları konumlarını belirlemek için GPS, Galileo, GLONASS benzeri küresel konumlama sistemi sinyallerine ihtiyaç duyuyor.
Havacılık, savunma ve uzay teknolojilerine yönelik yenilikçi çözümler üreten ESEN, bu sorunun üstesinden gelmek için GÖRDES Görüntü Destekli Seyrüsefer Sistemi'ni geliştirdi.
GÖRDES ile hava araçları küresel konumlama sistemi sinyaline ihtiyaç duymuyor. Sistem, araç üzerinde bulunan kameradan alınan görüntüleri veri tabanındaki uydu görüntüleri ile eşleyerek kesintisiz seyrüsefer verisi sağlıyor. Bu sayede hava araçları, "GNSS" karıştırma ve yanıltma durumlarında uçuşlarına güvenli bir şekilde devam edebiliyor. GÖRDES, hava aracı üzerinde çalışan pasif bir sistem olması sebebiyle sisteme dışarıdan müdahale edilemiyor.
İHA'lar karıştırmaya karşı sınav veriyor
ESEN Uzay ve Algılayıcı Sistemler Direktörü Erol Tunalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2017'den beri üzerinde çalıştıkları sistemin olgun bir seviyeye geldiğini söyledi.
Karıştırma faaliyetleri nedeniyle belli alanlarda dron ve İHA'ları uçurmakla ilgili sıkıntılar yaşandığını dile getiren Tunalı, buna çözüm oluşturmaya çalıştıklarını ifade etti.
Tunalı, dünyada bu konuda çeşitli sistemler kullanıldığını anlatarak, karıştırma tarafındaki sinyali bastırarak uydulardan daha sağlıklı sinyal alma, telsiz istasyonlarıyla aradaki mesafeyi ölçerek bir nevi yer GPS'i kullanma ya da yerin yükseklik haritasını kullanma gibi yöntemlerin hiçbirinin tek başına tam bir çözüm sunamadığını vurguladı.
Bu ihtiyaçtan yola çıkarak Görüntü Destekli Seyrüsefer Sistemi GÖRDES'i geliştirdiklerini aktaran Tunalı, şu ifadeleri kullandı:
"GÖRDES şunu yapıyor, hava aracının üzerine bir veri işleme birimi, bir kamera ve başka kimi bileşenlerden oluşan bir sistem koyuyoruz. Bir kutu içerisinde yer alıyor bunlar. Sistem, şu anda saniyede 1 olmak üzere yerin fotoğrafını çekiyor. Çektiği fotoğrafla hafızasındaki fotoğrafı karşılaştırıp, kimi başka parametreleri de kullanılarak kendi konumunu hesaplıyor. Bunun yanında başka teknikleri de kullanarak seyrüsefer yapıyor.
Çalışmaya başladığımızda sistemin dünyada çok örneği yoktu, hala yok. Gittikçe de önemi anlaşılıp, artıyor. Çalışmalar için bir test alanı seçtik. Bu test alanı içerisinde engebeli araziler, bozkırlar, su ve ağaçlık alanlar gibi yerler vardı. Karlı, sisli zamanlarda, sabah-akşam saatlerinde buralardan çeşitli görüntüler alarak algoritmalarımızı ve sistemimizi sağlamlaştırdık. Yaklaşık 2 yıldır gerçek zamanlı görüntü alarak hava aracı üzerinde konum hesaplamayı başardığımızı söyleyebilirim."
Farklı hava araçlarına uyum sağlıyor
Tunalı, küçük sınıftaki İHA'larda ağırlığın çok kritik bir bileşen olduğunu, büyük sınıflarda ise ağırlıktan daha çok çevresel şartlar ve güvenilirlik gibi hususların öne çıktığını belirterek, Anka gibi büyük platformlar için 2,5 kilogramlık bir ürün tasarladıklarını, küçük dronlar için ise 280 gramlık tasarımları bulunduğu bilgisini paylaştı. Tunalı, "Anka dahil bütün platformlarla uçtuk. İnsanlı hava araçları ve dronlarla uçup, muhtemel müşterilere sistemin yeteneklerini gösterdik." dedi.