SÜKUT SUİKASTİNE UĞRAYAN YAZAR: AHMET HAMDİ TANPINAR
Ahmet Hamdi Tanpınar kendi tabiriyle “sükût suikastı”na uğramış, eserleri sağlığında hak ettiği değeri hiç görememiştir. O bir anlamıyla bile isteye 'görmezden' gelinmiştir.
2/75
ATAÇ'IN LAKAPLARINDAN O DA NASİBİNİ ALDI
Etrafındaki yazarlara lakap takmakla ünlü Nurullah Ataç'ın (Şair Orhan Veli'ye de 'Şakuli Solucan' (dikey solucan anlamında) demiştir) tabiriyle "Kırtipil Hamdi" olarak tanınan Tanpınar, genellikle yalnız yaşamış ve hiç evlenmemiştir. (Fotoğrafta Nurullah Ataç görünüyor)
3/75
SICAK BİR YUVAYA HASRET
24 Ocak 1962 günü kalp krizinden ölünceye kadar hep sıcak bir yuva hasreti İçinde yaşamıştır. Tanpınar'ın en verimli yılları bekar yurtlarında ve otel odalarında geçti.
4/75
"REKOR KIRAR GİBİ" OKUDU
61 yıllık ömrünün (23 Haziran 1901 - 24 Ocak 1962) lise yıllarında okuyup etkilendiği kitaplar Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiyası'yla Namık Kemal'in Cezmi'si ve Celâleddîn-i Harzemşah'ıdır. 13-15 yaşlarında Kerkük'teyken hemen hemen basılmış bütün müverrihleri okumuştur. Kerkük'ten Antalya'ya gelince orada kirayla kitap veren küçük bir kütüphane bulmuş, 17 yaşında Servet-i Fünûn külliyatını ve tercüme romanları hatmetmiştir. Kendi ifadesiyle, "bir rekor kırar gibi" okumaya koyulmuştur.
5/75
AZ AMA ÖZ ESERLER KAZANDIRDI
Tanpınar yazı hayatıyla orantı kurulduğunda az ama öz eserler kaleme almıştır. Onun eserleri günümüzde de referans niteliğindedir.
6/75
ESERLERİ REFERANS OLDUI
Tanpınar yazı hayatıyla orantı kurulduğunda az ama öz eserler kaleme almıştır. Onun eserleri günümüzde de referans niteliğindedir.
7/75
GÖRÜNENİN İÇİNDE GÖRÜNMEYENİ GÖSTERDİ
Tanpınar'ın şiirlerinde en çok yer tutan kavram hiç şüphesiz ki "zaman"dır. Mehmet Kaplan'ın tespitiyle "görünenin içinde görünmeyenin, rüyanın arandığı" bir zaman...
8/75
DÜŞÜN ADAMLIĞI ÖLÜMÜNDEN SONRA GÜNDEME GELİR
Modern Türk edebiyatı profesörü olan Tanpınar'ın yazarlığı daha çok ölümünden sonra gündeme gelir, hikâyeciliği ve romancılığı üzerinde durulmaya başlanır. Makale, deneme, edebiyat tarihi gibi nesrin diğer sahalarında da eserler veren Tanpınar'ın şiirleriyle de isminden bahsetmiştir.
9/75
"TAM"ANLANMAMAMIŞ ESERİ
Edebiyat tarihi anlayışımıza yeni ufuklar kazandıran fakat tamamlanamayan "19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi" de, kaynak eserlerden sayılmaktadır.
10/75
Huzur (1949)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1962)
Sahnenin Dışındakiler (1973)
Mahur Beste (1975)
Aydaki Kadın (1987)
11/75
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ (1962)
"Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır. Bu da gösterir ki, zaman ve mekân, insanla mevcuttur!"
12/75
SAHNENİN DIŞINDAKİLER (1973)
13/75
MAHUR BESTE (1975)
14/75
AYDAKİ KADIN (1987) Ölümünden sonra yayınlanmıştır.
15/75
ŞİİRLER (1961)
16/75
İNCELEMELERİ
XIX.ASIR TÜRK EDEBİYATI TARİHİ
17/75
TEVFİK FİKRET (1937)
18/75
DENEMELER
BEŞ ŞEHİR (1946)
19/75
YAHYA KEMAL (1962)
20/75
EDEBİYAT ÜZERİNE MAKALELER (1969) Ölümünden sonra yayınlanmıştır.
21/75
YAŞADIĞIM GİBİ (1970) Ölümünden sonra yayınlanmıştır
22/75
HİKAYELERİ
ABDULLAH EFENDİNİN RÜYALARI (1943)
23/75
YAZ YAĞMURU (1955)
24/75
HİKAYELER (yazarın ölümünden sonra derlenmiş olan bu kitap, iki kitabındaki hiikâyelerin yanı sıra daha önce kitaplaşmamış hikâyeleri de içermektedir)
25/75
MEKTUPLARI
26/75
TANPINAR MERKEZİ
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın hayatını, eserlerini, hakkında yazılanları ve İ.Ü. Türkiyat Enstitüsü’nde bulunan arşivini araştırmacılara sunmak amacıyla hazırlanmış olan site edebiyat araştırmacılarının hizmetine sunuldu.
27/75
TANPINAR MÜZESİ
Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi, adını Tanpınar'dan alan bir edebiyat müzesi ve arşivi. İstanbul'da bulunan müze Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kurulmuş olup 12 Kasım 2011 tarihinde ziyaretçiye açıldı
28/75
TARİHİ KÖŞKTE İSMİ YAŞATILIYOR
Kütüphane, Tarihi Yarımada'da Gülhane Parkı girişinin solunda, Topkapı Sarayı'yı çeviren surun köşe kulesi üstünde yer alan Alay Köşkü'nde hizmet veriyor. II. Mahmud tarafından 1810 yılında yaptırılan köşk ampir üslubuna sahip olup, üst bölümünde taht odası, iki adet salon ve üç adet oda bulunuyor. Alt bölümde ise iki oda ile geniş bölüm mevcut.
29/75
İŞTE TANPINAR'IN ESERLERİNDEN DERLENMİŞ ÖZLÜ SÖZLER
ACI
Sevginin, merhametin eşiğini atlayanlar, ıstırabın gömleğini de kendiliğinden giyinirler.
30/75
AĞAÇ
Bir ağacın ölümü, büyük bir mimari eserinin kaybı gibi bir şeydir.
31/75
ALKIŞ Alkış isteyen ıslığa da katlanır
32/75
ANLAŞMAK
İnsanlar birbirleriyle daima anlaşabilirler, yeter ki silahın, kardeş kanının bir davayı ortadan kaldırma çaresi olmadığını anlasınlar
33/75
AŞK
Aşk hayatın içimizde gülümseyen yüzü
34/75
BAHÇE
Bahçe su ile toprağın izdivacıdır (evliliğidir)
35/75
CAN SIKINTISI
Can sıkıntısından ölmektense zararla avunmak da kârdır
36/75
ÇINAR
Her çınarda bir dede edası vardır. Onlar toprağımızın hakiki gurudur.
37/75
ÇOCUK
Her ninnide milyonlarca çocuk başı ve rüyası vardır
38/75
GÜL
Gül motif değildir, yaşayan hayattır
39/75
GÖZ
Göz zihin gibi nankör değildir
40/75
FAKİRLİK
Fakrin ve zururetin kendine göre, insanlara sakladığı şanslar vardır
41/75
GİZLİLİK/SIR
Her muamma çözülene kadar mühimdir
42/75
GEZİ/SEYAHAT
Seyahat denen yalnızlık mektebi
43/75
HAYAT
Hayatta rövanş yoktur
44/75
ÇALIŞMAK
İnsan beyhude (boşuna) çalışırsa çabuk yorulur
45/75
DEPREM
Denizden gelen tehlike karşısında atik ve cesaretli kesilen bir insan, topraktan gelen tehlike karşısında maneviyatını kaybetmiş bir sürü haline giriyor.
46/75
DARGINLIK
Bütün tarih boyunca tek bir kelime üzerinde oynanan dargınlıklara, kinlere tesadüf ederiz
47/75
FELÂKET
Hiçbir felâket, şuuru (bilinci) kadar büyük değildir
48/75
DOSTLUK
Yalnız dostluk sarayının çatlağı yoktur ve damı akmaz
49/75
GEÇMİŞ/MAZİ
Herhangi bir insan bile mazisiyle dargın yaşayamaz
50/75
ANI/HATIRA
Jurnal tutan adam, kendini gözünün önünden ayırmıyor demektir
51/75
ESKİ
Bizim gibi sırlarımız, hulyalarımız, duygularımız, ifade tarzlarımız da eskirler
52/75
GECE
Gece bizde konuştuğu için rüya görürüz
53/75
GÜZEL
Güzel çok defa nazariyenin (teorinin) dışında kalır
54/75
HAYAL
Hiçbir hayal, tam ve bütün değildir
55/75
HATIRLAMA
Hatırlama, bütün sanatların galiba annesi
56/75
YAŞLILIK
Ah bu yaş meselesi, bu içimizden kendimize tuttuğumuz korkunç ayna. Hiçbir şey onun kadar zâlim olamaz. Bu yamyam, bu korkunç maske hayatın her dönemecinde karşımıza çıkıyor
57/75
ZAMAN
Ayar saniyenin peşinde koşmaktır
58/75
ÖLÜM
Kahramanca veya ona benzer herhangi bir vasfı olan ölüm, artık hiçlik olmaktan çıkar ve yeni bir şekle bürünmüş bir varlık olur
59/75
ALIŞKANLIK
İtiyat (alışkanlık) dikkati köreltir
60/75
ARAMAK
Aradığını bulmasan bile aramanın zevkini duyarsın
61/75
BİLMEK
Yarım bilmekten ise hiç bilmemenin daima daha iyi olduğunu öğrendim
62/75
CESARET
Asıl büyüklük, ölüm şuuruna rağmen gösterdiğimiz cesarettir
63/75
COĞRAFYA
Coğrafya bir kaderdir
64/75
DÜŞKÜNLÜK/ZAAF
Bazen sabredersin, zaaf olur; bazen zaafın kuvvet görünür
65/75
EŞYA
Eski şapkalarımız, ayakkabılarımız, elbiselerimiz gün geçtikte bizden bir parça olmazlar mı?
66/75
FİKİR
Fikirlerimiz, onları taşıyacak kudrette olduğumuz nisbette bizimdirler
67/75
İSTANBUL
İstanbul’u tanımadıkça kendimizi bulamayız
68/75
ERDEM
Fazilet, pazarlık götürür mesele değildir
69/75
ŞİİR
İyi yapılmış, yani tam şeklini bulmuş bir mısra dilin çiçeğidir
70/75
SEVMEK
Sevginin yolu en kısasıdır. Kalpten kalbe gider
71/75
UYKU
Hiç uyuyan insana dikkat ettiniz mi? Yanı başımızda olmasına rağmen bizden ne kadar uzakta, ne kadar derinliktedir
72/75
SES
Sesimiz bizi sandığımızdan fazla idare eder
73/75
SOKAK
Her yerde ve her nesil için çocuğu hayata sokak ayarlar
74/75
MİRAS
Bizim için asıl miras, ne geçmiştedir, ne de Batıdadır; önümüzde çözülmemiş bir yumak gibi duran hayatımızdadır