Murat KELKİTLİOĞLU murat.kelkitlioglu@aksam.com.tr
Hayırcılar'ın Merkel'den beklentisi varmış! Koskoca Almanya Şansölyesi'nin düştüğü zavallılığa bakın... Nasıl bir beklenti mesela? Kılıçdaroğlu'nun gördüğü her yabancıya Türkiye'yi karalayan beyanatlar vermesi bu 'beklenti' açıklamalarına zemin mi oluşturuyor? Bizim 16 Nisan öncesi söylediklerimiz bugün ağızlardan itiraf olarak dökülüyor! Anlamak için sadece o satır aralarını iyi okuyup, milli bir bakış açısıyla olaylara bakmak kalıyor...
Hakkında çok önemli iddialar ve kendisine yöneltilen sorular var... Kemal Bey ise, o iddialara cevap vermek yerine, tartışmayı farklı noktalara çekip, “Kumpas var, beni tasfiye etmeye çalışıyorlar” türünden ifadeler kullanıyor. “Mazlum” rolüne soyunuyor. Kemal Bey zaten hep böyle yapıyor. Biliyorsunuz, daha önce de Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’a açıklattırdığı bazı belgelerin kaynağının FETÖ olduğu iddia edilmişti. Kılıçdaroğlu yine benzer bir tavır içine girmişti. Bugün de klasik bir Kemal Kılıçdaroğlu tavrı ve tarzıyla karşı karşıyayız. Alıştık artık, hiç yadırgamıyoruz.
Türkiye’nin, Kuzey Irak’taki Kürtlere yönelik olumsuz bir tutumu baştan beri hiç olmadı. Türkiye, 1990’lı yıllardan beri Kürt Yönetimi’nin başlıca destekçisi oldu. Bu bölgenin gelişmesine katkı sağladı. Türkiye ile istişare etmeden kalkıp “Bağımsız Kürdistan ilanına gideceğiz” denilirse, Ankara’nın buna şartsız destek sunması beklenmemeli. Barzani’nin en büyük hatası Türkiye faktörünü hesaplayamaması ve bağımsızlık referandumunu bir oldu bittiye getirmek istemesi. Ankara’yı dışarıda tutan seçenekler Barzani’ye fayda değil, zarar verir. Bunu artık anlaması lazım.
Ölçek olarak küçük olsa da bu olayların bu kadar görünürlük kazanması, kısmen radikal grupların kendilerini spotların önüne atma iştiyakıyla ama daha da önemlisi ABD’deki siyasi kutuplaşmayla bağlantılı. ABD bu olaylar yaşandığı için kutuplaşmıyor; halihazırda kutuplaştığı için bu olaylar eskisine nazaran daha fazla görünür oluyor; ve ABD bu haliyle siyasi gelişimini tamamlayamamış bir üçüncü dünya ülkesini andırıyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 5 Ağustos’ta Kuzey Kore’ye yeni cezalar vermişti. Kuzey Kore ise 9 Ağustos’ta Guam’a dört füze atacağını belirtmişti. Çin ise 14 Ağustos’ta Kuzey Kore’den kömür, demir ve deniz mahsulleri alışını durduracağını söylemişti. Zaten sadece 4 milyar dolar ihracatı olan Kuzey Kore bu şartlarda 1 milyar dolar ziyan edecek ve sanayi faaliyeti önemli şekilde duracaktı. Kuzey Kore 15 Ağustos’ta Guam’a füze atmaktan vazgeçtiğini vurguladı. Bundan sonra ne olacak belli değil!
Çok konuşuldu, merak edildi, iki yıldız oyuncuyu başrolüne taşıyan ‘Kara Kule’ (Dark Tower) ne yazık ki vizyona girdiği andan itibaren Stephen King’in kült romanının şanına yaraşır bir etki bırakmakta zorlandı. King’in 1982 yılından itibaren 30 yıllık bir zaman dilimi içinde toplamda 7 kitaptan oluşan bir seride Orta Dünya, Kara Kule’yi koruyan silahşörlerin sonuncusu Roland ve büyücü Walter üzerinden kurguladığı hikâye, günümüzün tüm dijital imkânlarına rağmen yine de seyircide istenilen duyguyu yaratmakta güçlük çekiyor.