UNICEF Orta Doğu ve Kuzey Afrika İletişim Sorumlusu Salim Oweis, Gazze'deki çocukların gördüklerini düşünmekten uyuyamadığını ve çocukluklarını yaşayamadığını söyledi.
"Yıkımın, acının ve yerinden edilmenin derinliği çok büyük." diyen Oweis, "Ekranlardan gördüklerimiz, gerçekliğin sadece bir parçası. Ancak orada bulunduğunuzda yaşanan ekstrem durumu hissedebiliyorsunuz. Bütün sokakların yerle bir olduğunu, Gazze'deki hemen hemen herkesin yerinden edildiğini görebilirsiniz. Çocukların acısını hissedebilir ve deneyimleyebilirsiniz. Yani durum gerçekten vahim. Şu anda birçok çocuk ve aile için gerçekten dayanılmaz." ifadelerini kullandı.
Oweis, "Gazze'de temiz su, gıda, hijyen malzemeleri, tıbbi malzemeler ve ilaç eksikliği yaşanıyor. Neredeyse her şey eksik." diye konuştu.
Gazze'deki çocukların yaşadıkları zorluklara da tanık olduğuna dikkati çeken Oweis, şunları söyledi:
"Ne yazık ki Gazze'deki bir çocuk gerçekten çocukluğunu yaşamıyor. Yerinden edilmiş kişilerin kamplarında yürürken çocuklar yanıma gelip bana, 'Efendim savaş ne zaman bitecek?' diye soruyorlardı. Yorgun olduklarını ve tükendiklerini söylüyorlardı. Onlar hayat ve enerji dolu olmalı. Ama bu çocuklar yorgun, devam eden savaş nedeniyle bitkinler. Gazze'deki çocuklara 'gününü nasıl geçiriyorsun?' diye sorduğunuzda, size suları olmadığı için su taşıdıklarını söylüyorlar. Ailelerinin su istasyonlarına gitmesine yardımcı oluyorlar çünkü su yeterli değil."
Oweis, şu ifadeleri kullandı:
"Gazze'deki birçok çocuk gördüklerini düşündükleri ve korktukları için uyuyamıyor. Çocuklar için başa çıkılması gereken çok şey var. Bence bu durum uluslararası toplumun harekete geçmesi ve çocuklara öncelik vermesi için bir çağrı. Bu şiddetin ve çatışmanın sona ermesi ve çocuklara bir şans verilmesinin zamanı geldi. Eğer böyle devam ederse, korkarım ki gelecek çok kasvetli olacak. Öğrenmeleri, geleceklerini inşa etmeleri ve hatta oynamaları için güvenli bir yer yok. İçinde bulundukları durum gerçekten korkunç ve dehşet verici. Bu yüzden onlara geleceği geri vermeliyiz ve bu bizim sorumluluğumuz."