21 Ocak 2013 Pazartesi
Yatay geçiş umuduyla ÖSYS'ye girerken dikkat
2013 ÖSYS için YGS başvuru süreci 15 Ocak günü tamamlandı. ÖSYM web sitesinde yapılan açıklamaya göre 1 milyon 923 bin 33 kişi başvuruda bulundu. Bunların 1.851.326'sı YGS'ye girmek için başvururken, 71.707'si ise sadece sınavsız geçiş hakkından faydalanmak istediğini belirtti.
GEÇEN YILKİ YGS GİBİ
Geçen senenin sayılarıyla kıyasladığımızda YGS'ye girmek için başvuran aday sayısının bu sene yaklaşık 45 bin kişi arttığı dikkati çekiyor (2012: 1.805.433). Bu kayda değer bir artış değil. Bu çerçevede 2013'ün 2012'ye benzer bir yıl olacağını öngörmek yanıltıcı olmaz.
Son yıllarda üniversite sayısı ve kontenjanlarında görülen ciddi artış sayesinde yükseköğretim sistemimizde üniversiteye yerleşme oranlarında iyileşmeler oldu. Açıköğretim dahil edilecek olursa, 2013 ÖSYS'ye başvuran her 100 adaydan yaklaşık 55'inin üniversiteye yerleşeceğini söyleyebiliriz. Bunlardan 45'i örgün öğretimde öğrenci olacak.
Üniversite sınavına hazırlık sürecinde, içinde bulunduğumuz haftalar kritiktir. Pek çok öğrenci, lisedeki derslerin sınavları ile üniversiteye hazırlık testleri arasında sıkışıp kalır. Bazıları bu yıpratıcı sürecin ardınan hedeflerini küçültürler. Yatay geçiş yoluyla hedef küçültmek sıkça görülen riskli bir durumdur.
Bu konuda bir anımı aktarmak isterim: 1988 Eylül ayının sonlarına doğruydu. Boğaziçi Üniversitesi İngilizce hazırlık sınıfına başladığım ilk gün, çok zeki olduğu her halinden belli olan bir kız öğrenci sınıfta dikkatimi çekmişti. Fen lisesinden mezun olduktan sonra sene kaybetmeden matematik bölümüne yerleşmişti. Matematiği sevdiğini söylemekle birlikte esas amacı endüstri mühendisliği bölümüne yatay geçiş yapmaktı. Birkaç hafta sonra ÖSS'ye bir kez daha girmeye karar verdi ve hazırlık sınıfına devam etmedi. Tam bir sene sonra karşılaştığımızda, endüstri mühendisliğini kazanacak kadar net yaptığı halde okul puanı kırıldığı için yine matematiğe yerleştiğini söyledi. Bu arada yazın İngilizce çalışıp hazırlık sınavını da dışarıdan geçmişti. Sonradan kendisiyle iyi arkadaş olduk. İlk sene çok iyi çalışıp yüksek notlar aldı ve sene sonunda endüstri mühendisliğine yatay geçiş yapmak için başvurdu. Onun gibi birçok kişi endüstri mühendisliğine yatay geçiş için başvurmuştu ve hepsi çok başarılı öğrencilerdi. Sonunda yatay geçiş hakkı elde edemedi, matematik bölümünde kaldı. Çok şükür ki matematiği seviyordu ve o yolda gitmeye karar kıldı. Şu anda Amerika'nın saygın bir üniversitesinde doçent ve konusunda çok başarılı. Ara sıra Türkiye'ye özel davet ile gelip bilimsel seminerler de veriyor.
3.80'LİK NOT YETMİYOR
Yıllardır tercih dönemlerinde sohbet ettiğim bazı öğrencilerde yatay geçişe endeksli bir yaklaşım seziyorum. 'Bir kere Boğaziçi'nde herhangi bir bölüme kapağı atayım, oradan istediğim mühendisliğe geçiş yaparım...' ya da 'İTÜ Jeodezi Mühendisliği'ne bir gireyim oradan Bilgisayar Mühendisliği'ne geçerim...' ve benzeri planları olanların sayısı oldukça çok. Bunlar yapılamayacak şeyler değil ancak inanın en az YGS/LYS kadar zor, çünkü yatay geçiş kontenjanları sınırlı ve yatay geçişe başvuran sayısı oldukça fazla. Başvuru sayısı kontenjandan fazla olunca, esas olarak not ortalamalarına bakılıyor ve 4 üzerinden 3.80'lik genel not ortalamaları bile bazı bölümlere yatay geçişte yeterli olamayabiliyor.
Sözün özü, üniversiteye hazırlık sürecinde gelecekte başka bölümlere yatay geçiş yapma niyetiyle hedef koyuyorsanız, işler ters gider de yatay geçiş yapamazsanız, sırtınıza yapışacak bölüme mahkum kalacağınızı ve bu bölümü sevmeniz gerektiğini unutmayın... Zira herkes yukarıda anlattığım kişi kadar şanslı ve başarılı olamıyor.