AHMET ÖZHAN'DAN SÜPERSTAR'A ÖVGÜ: Ajda Pekkan sanat dünyasının yol haritasıdır

Röportaj: Yasemin İLAN

Klasik Türk Müziğinin önemli temsilcilerinden Ahmet Özhan, Akşam TV'de Akşam Yıldızı programının konuğu oldu, Akşam Gazetesi Güneş Eki Haber Müdürü Yasemin İlan'ın sorularını yanıtladı. 1980 yılında Türk halkını tasavvuf müziğiyle tanıştıran usta sanatçı başlattığı akımla birlikte ses getirdiği o yılları, günümüz müziği ve sineması hakkındaki düşüncelerini ve bilinmeyenlerini anlattı. Müzik hayatına 1968 yılında Bebek Belediye Gazinosu'nda başlayan ilk filmini de 1973 yılında, 'Çocuğumu İstiyorum' adlı filmle ardından 1975 yılında 'Bak Yeşil Yeşil' adlı filmle sürdüren Ahmet Özhan 'oyunculuğu sevdiğini ama müziği hakkıyla yapmak istediği için oyunculuğa ağırlık vermediğini dile getirdi. Özhan, günümüz oyuncularından en beğendiği ismin Haluk Bilginer olduğunu dile getirdi. Bilginer'in herkes tarafından kabul gören bir başarısı olduğunu söyleyen Ahmet Özhan 'İngilizce Shakespeare oynayan bir isimden bahsediyoruz. Bu çok önemli bir alt yapı, hem görgü, hem estetik, hem de kavramsallık açısından, Haluk bey örnek bir isim" dedi.

KIVANÇ TATLITUĞ FENOMEN DEĞİL AKTÖR OLMANIN PEŞİNDE

Yeni jenerasyondan da 'Kıvanç Tatlıtuğ'u beğendiğini dile getiren Ahmet Özhan, 'Çok başarılı oyuncular var, bence yeni jenerasyon eskilerden daha başarılı çünkü çok iyi eğitimler alıyorlar, kendilerini geliştiriyorlar. Her kanalda diziler var ve her birinde gerçekten yetenekli gençler rol alıyor' derken Kıvanç Tatlıtuğ'un çabasını takdir ettiğini söyledi. Ahmet Özhan, 'Kıvanç Tatlıtuğ aktörlük peşinde, sadece jön ve iyi kaşesi olan, sıradan bir televizyon fenomeni olmayı değil, iyi bir oyuncu, aktör olmanın mücadelesi içinde. İyi projelerde aktör ruhuyla karakter canlandırma derdinde olan bir oyuncu. Onu dikkat çekici olarak görüyorum" diye konuştu.

AJDA PEKKAN BİR 'METODOLOJİ'DİR

Müzik piyasasında şarkıcıların daha çok kıyafet ve imajlarıyla dikkat çekmeye çalıştığını hatırlattığımız Ahmet Özhan, "1960'lardan bu yana star bayrağını elinde tutan bir tek Ajda Pekkan var. Neden bir Ajda Pekkan daha çıkmıyor. Çünkü Ajda Pekkan 'Bunu ben yaşayacağım ve başaracağım' dedi. Ve hala anlatamayacağım kadar çok çalışıyor. Sesi, kıyafetleri, vücudu, estetiği ve her şeyiyle 7/24 mesleği için çalışıyor. Saygınlığı ve kalıcılığı bu getirir. Yoksa ben güzelim, seksi giyiniyorum, dans ediyorum ile olmaz, bu işler yürümez kısa vadeli bir tüketim aracı olursunuz. Mesele bir Ajda Pekkan olmaktır, takdire şayandır Ajda. Ajda Pekkan bir metodolojidir. (Metodoloji: Bir konu hakkında izlenmesi gereken yol haritasını sunan yöntem bilimi) Ajda Pekkan çalışmaktır, başarmaktır ve orada kalmak, tutunmaktır" dedi.

TEK AMACINIZ PARA KAZANMAK OLMASIN

Ajda Pekkan'ın izlediği yolu Kıvanç Tatlıtuğ'dan da beklediğini dile getiren Ahmet Özhan sözlerini şöyle sürdürdü: "Sanatçının tek amacı para kazanmak olmamalı. Para kazanılır, reklamdır, dizidir bunlardan bol kazanç elde edilir. Zaten onlar şimdiden sonrasına bile yetecek kadar çok para kazanmışlardır, Allah ziyade etsin. Önemli olan 'Ben bu aleme ne bırakıyorum' diye düşünmek bu amaçla hareket etmektir. Gençlerimizin böyle bir derdi olsun çünkü insan yaptıklarıyla yaşar. Hepimiz toprak olup gideceğiz ama öyle bir şey bırak ki senden sonraki nesillere de faydası dokunsun. Bizden öncekiler buna hasene-i cariye derler yani hiç bitmeyen güzellik. Mesela bir okul yaptırırsın, sen bu dünyadan göçer gidersin ama o okulda talebeler okumaya, eğitim almaya devam eder. Bu durum senin diğer boyuttaki hayatına pozitif enerji yollar. Öyle filmler öyle şarkılar yapılmalı ki insanlar dinledikçe, izledikçe bir şeyler öğrensin. Olabildiğince hayata bir şeyler bırakmaya çabalamak lazım."

BİR DAHA ALBÜM YAPMAYACAĞIM

Son olarak 2016 yılında "Best Of İlahiler" albümünü yapan Ahmet Özhan, 'Yeni bir albüm fikri var mı' şeklindeki soruya karşılık 'Hayır artık albüm yapmayı düşünmüyorum. Şu anda o yapılanları anlatmak çok daha değerli hale geldi. Şarkı yorumlamaktan çok, şarkı konularını konuşmak daha değerli oldu. Çünkü artık insanların uyuşmaya değil bilinçlenmeye ihtiyacı var. Şarkıdan ibret alıp da onu hayatına aktarıp ivme almak kolay değil' dedi.

PUSULASINI KAYBEDEN SOSYETE ARABESK DİNLİYOR

Arabesk müzik hakkındaki düşüncelerini sorduğumuz Ahmet Özhan şunları dile getirdi: 'Arabesk bir uç veriştir, adam bağırarak şarkı söylüyorsa bir derdi vardır. O adamın derdini anlamalı, merhem olacak çözümler bulmalı. Ekonomik ve kültürel alt yapısı var bu tür müziğin, çözüm üretilmeli. Günümüzde yapılan arabesk eski safiyetinde değil. Arabesk artık sosyete tarafından tüketiliyorsa bu yozlaşmanın işaretidir. Çünkü sosyetenin gerçek arabesk yapanlar gibi ekonomik ve psikolojik derdi yok. Sadece laylaylomdan dolayı pusulasını kaybetmiş bu insanlar. Hala itirazım varı dinliyorsa, sosyete seviyesindeki insanları hoş karşılamam. Çünkü onların iyi kötü eğitimi de vardır, kafasını çalıştırmasını gerektiren. Ama benim kırsalda kalmış, ekonomik ve kültür olarak geri kalmış, el uzatılması gereken kardeşim buraya ekmek parası için gelip elinde bağlamasıyla varoşta kalıp 'aaaay' diye bağırıyorsa bu beni ilgilendirir, ben onunla birlikte bağırırım, bağırmazsam da adam değilim. Ama gidip de yalılarında, plajlarda güneşlenirken arabesk dinliyorlarsa bu yozluktur. O konforlu yaşamda arabesk dinliyorsa kişi psikolojik sarmal içindedir. Mutsuzluğunun ve tatminsizliğinin nedenlerini çözümleyememiştir.'

ABD'DE SUİKASTE KURBAN GİDEBİLİRDİM

Zamanında ustalarının 'seni kıskananlar olacak yediğine içtiğine çok dikkat et, içeceğine kuş pisliği katıp, sesine zarar verenler bile olabilir' dediğini dile getiren Ahmet Özhan, 'Amerika'da tasavvuf konseri vermek için gitmiştim. Benim haberim yok ama istihbarat gelmiş suikast ihtimali var diye ve bir takım kısa ve uzak menzilde koruyucularla bizi takip etmişler. Ben hiç farkında bile değildim sonradan öğrendim' dedi.

Z KUŞAĞINA MESAJ: TARİHİ BELGESEL İZLEYİN

Yeni nesile çok değer verdiğinden bahseden Ahmet Özhan, onları okuyup araştırmaları konusunda uyardı. Özhan, "Yeni nesilin görsel tarihi takip edebilme şansı var. Tamamen belgelerle bilgiye ulaşabiliyorlar. Adam kitap yazar belki atmıştır hayalini yazmıştır ama görsel olarak ortaya konulanın inkarı olmaz. Gençler yakın tarihimiz adına ciddi anlamda belgesel izlesinler. Genç kardeşlerime sesleniyorum; Sizden rica ediyorum sağdan soldan duyduklarınızla, formatlanmış beyinlerin söyledikleriyle formatlanmak kendi şahsiyetini inkar etmek demektir. Sakın ha bunlara tenezzül etmeyin. Araştırın, kim ne söylerse söylesin resim yalan söylemez. Bilgi çağının insanı araştıran insandır. Siyasal ya da inanç konusunda olsun ciddi araştırın soruşturun itimat ettiğiniz insanlarla çek edin ondan sonra kanaate varın" dedi.

'OLMASINI BEKLEDİĞİM RÜYAM!'

'Ayrılık Yaman Kelime' adlı kitapta tüm yaşantısını anlatan Ahmet Özhan, 'Kitapta rüyalarınızdan sıkça söz ediyorsunuz, hayatınıza belli ki rüyalar şekil vermiş. Gerçekleşmesini beklediğiniz bir rüyanız var mı?' şeklinde soru üzerine 'Artık olmasını beklediğim rüyam; aklı başında günahları affolmuş şekilde sonsuzluk alemine göçebilmek. Başka bir rüyam kalmadı. Ama yaşadığım, ayakta durduğum müddetçe Allah beni hizmet etmekten ayırmasın. Okuyup öğrenip, öğrendiğimi anlatmaktan alı koymasın Allah'ım. Benim en büyük zevkim budur.'

HAYATIM AHMET ÖZHAN'A BENZETİLMEKLE GEÇTİ

Sanat hayatının içinde olmasına rağmen her zaman mütevazı bir yaşantıdan yana olduğunu anlatan Ahmet Özhan, 'Hayatım Ahmet Özhan'a benzetilmekle geçti. Çünkü insanlar beni hiç ummadıkları yerlerde görüyor. Onlar beni yatlarda katlarda, lüks otelde lobilerde, sosyetik ortamlarda beklerken ben bir terzi dükkanının önünde taburede oturmuş çayımı yudumluyorum, akvaryumcu arkadaşımın dükkanında sohbet halinde oluyorum. Yoldan geçerken görenler de 'Ahmet Özhan'a ne kadar çok benziyor' deyip geçiyor, olsa olsa benziyordur Ahmet Özhan'ın burada ne işi var diye düşünüyorlar. kimse benim ekranda izledikleri dinledikleri kişi olabileceğimi tahmin edemiyor" dedi.

Ahmet Özhan, tasavvuf müziği yaparken kendini mutlu hissettiğini dile getirerek 'Ben peynir ekmekle doyarım baklava börekte gözüm olmaz, namaz kılacak kadar örtünürüm şık olmakla işim olmaz. Benim bütün derdim benden sonra kalacak insanlara hayatlarını konforlu hale getirebilmek için nasıl hizmet edebilirim çabası. Varlık bilgisini çok seviyorum, öğrenmeyi anlatmayı çok seviyorum' şeklinde konuştu.

SANATÇI KAVGALARI DANIŞIKLI DÖVÜŞ

Günümüzde sanatçılar arasında kavga etmenin moda haline geldiğini söyleyen Ahmet Özhan 'İçlerinde danışıklı dövüşler de çok vardır' dedi. 'Veliahtınız olarak gösterebileceğiniz bir isim var mı?' sorusuna karşılık Özhan, 'Ben türümün son örneğiyim' dedi ve ekledi; 'Benim yetiştiğim platformlar artık yok ki veliaht söyleyebileyim. Şimdi şartlar tamamen değişti. Popüler Türk müziği yorumcusu olarak çalışan kardeşlerimiz var. Çok kıymetli isimler var ama sadece TRT kanallarında çıkıyorlar diğer kanallarda ilgi görmüyorlar. Zaten benim yaptığımın devamı olan müzik türü şov programlarına davet bile almıyor' dedi.