Şairler ve yazarlar şehri Kahramanmaraş´ın yetiştirdiği büyük şairlerden birisi olan Abdürrahim Karakoç tarafından kaleme alınan ´Mihriban´ şiiri, Musa Eroğlu tarafından besteleştirilmesinin ardından popüler türküler arasına girmişti. Günümüzde halen en çok dinlenen türküler arasında yer alan ´Mihriban´ın, Abdürrahim Karakoç´un 1960´lı yıllardaki büyük aşkına yazdığı biliniyor. Ancak şiir ve bu aşkın hikâyesiyle ilgili çeşitli söylentiler bulunuyor. Abdürrahim Karakoç´un en büyük yeğeni Oğuz Karakoç, bu söylenti ve hikâyeleri yalanlayarak hikâyenin gerçeğinden bahsetti.
Türkünün hiç bir zaman gündemden düşmemesine karşın, hikâyesinin de yanlış anlatıldığını söyleyen Oğuz Karakoç, ´´Üzülerek söylüyorum ki, Abdürrahim Karakoç´un ter temiz ve ölümsüz aşkını anlatan bu şiir, ne yazık ki internette ve dizilerde reyting uğruna çok farklı şekilde yorumlanıyor. Biz buna Karakoç ailesi olarak üzülüyoruz´´ dedi.
´Amcam gençlik döneminde yaşadığı bir olayı destansı bir şekilde anlatıyor´ diyen Karakoç, şunları kaydetti; ´´Kişinin ismi gerçekten Mihriban mı? Saçları gerçekten sarı mı? Biz onu bilemiyoruz. Amcam o kadar seviyor ki, bunu kalbine gömüyor ve kimseye söylemiyor. Ölünceye kadar da bunu hiç bir şekilde, hiç bir yerde kimseye anlatmadı. Buna rağmen internette aslı astarı olmayan şekilde senaryolar yazılmış. Yok, bir gün Kahramanmaraş´a gitmişler de kız nişanlıymış da vermemişler de. Başka bir hikâye de ise Ekinözü´nde bir misafirlikte karşılaşmış, gelen bir misafire bir günde âşık olmuş, ertesi gün bulamamış gibi, bunların hepsi tamamen senaryodur. Amcamın aşkı ölümsüz ve tertemiz bir aşktır. Amcam gerçekten kimseyi incitmeyen bir insandı. Bir röportajında, Mihriban´ı kast ederek, ´O bana mektup yazardı, ben onun bulunduğu bölgedeki gazetelere şiirimi gönderirdim. O beni şiirlerimle takip ederdi´ diyor. Yani Mihriban amcama, ´Unutmak kolay mı?´ demiştir. Amcam da şiirinde, ´Unutmak kolay mı, deme unutursun Mihriban´ diye karşılık vermiştir. Ama internette anlatıldığı gibi amcamın aşkı bir günlük aşk değildir. Bir günlük aşk böyle olmaz. Bu zaten kendi konuşmasından da anlaşılıyor. Mektuplaşmış, şiirleşmişler ancak takdiri ilahi yazmamış. Bu şekilde sonuçlanmıştır.´´
Mihriban´ın gerçek hikâyesinin sorulması üzerine Oğuz Karakoç, ´Amcam bunu kimseye anlatmadı ama televizyonlarda, internette farklı senaryolar yazılıyor. Bende bir şeyler anlatmaya başlarsam bunlarda bana göre de senaryo olur. Çünkü bu aşkta bugüne kadar muhatabı olan kişi sakladığına göre, bende bildiklerimi saklamak zorundayım. Ama şunu söyleyebilirim ki, bu aşk bir iki günlük bir aşk değildir. Karşılıklı bir sevgi vardır. Anlatılanların, yerleri farklıdır. Burada güzel olan bu aşk hikâyesidir´ diye konuştu.
Aşk hikâyesinin internette yazdığı gibi Kahramanmaraş´ta geçmediğini belirten Karakoç, ´´Güney Anadolu bölgesinde, amcamın ve âşık olduğu kişinin katıldığı bir etkinlikte olmuştur. Bir turizm alanında tanışmışlar. Her ikisinin de bulunduğu bir ortamda bir aylık süren bir tanışma süreci olmuştur. Şiirleri de takip ettiğimizde zaten görüşmenin ilerleyen zamanlarda da devam ettiği görülüyor. Bunu ben söylemiyorum, amcamın şiirlerini okuyup takip ederseniz gerçek ortaya çıkar. Zaman içerisinde Selda Bağcan, Musa Eroğlu gibi sanatçıların bestelemesiyle halk türküleri olarak her geçen gün dinlenmeye başlandı. Basının yaygınlaşması, televizyonların artmasıyla birlikte bu türkü herkesin sevgisini kazandı. Bence bu ölümsüz aşk hikâyesinden dolayı değer kazandı´´ ifadelerini kullandı.
Hikâyenin yanlış bir şekilde anlatılmasından rahatsızlıklarını dile getiren Karakoç, ´´Televizyonda diziye dönüştürenler veya gelişi güzel bir şekilde Mihriban türküsünün hikâyesi diye yayınlayanlar, bunların gerçekle bir alakası yoktur. Lütfen kafanıza göre senaryolar yazmayın ve bu ölümsüz aşk ilelebet devam etsin´´ dedi.