Taceddin Kutay, "Karşı karşıya kaldığım bir hakikat vardı. İlk gençliğimi yaşadığım 90'lar boyunca anlamlı-anlamsız tartışılan bir şeydi Taksim Camii. Burada gördüğüm şeyler nelerdi?
'1453 yılında fethedilen şehrin, fethedilmemiş sokakları'
Taksim renksiz bir yer değildir. Temel sembollerine baktığımızda, tekrardan alınacakmış gibi bir temel atılmıştır büyük kiliselerle. Bir Hristiyan Doğu Avrupa şehri olarak tasarlanmış gibi durur. Burada Atatürk anıtı haricinde bir Müslüman-Türk'ün yeri olduğunu temsil eden başka bir şey yoktu. 1453 yılında fethettiğin şehrin, fethedemediğin sokakları vardı. Üzüntü veren şey bunu 2021 yılında yaşanmasıyken; sevinmemize sebep olan şey bu tarihi ana tanıklık etmemizdi.
'Bilerek değil, hissederek muhafaza edebiliriz'
Elinde seccade taşıyanların yüzünde bir tatmin hissi gördüm. Bu Ayasofya'nın açılışından daha dazla bir tatmindi. Bunu görmek beni mutlu etti. Taksim Camii'nin açılışı çok tarihi bir gündü. Bunlarının yanında 'ne hissettiğimizi' konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü unutmayın; bilerek değil, hissederek muhafaza edebilir ve koruyabiliriz."