Türkiye, Millet İttifakı'ndan peş peşe gelen iki u dönüşe tanık oldu. Tezkereye ihanet diyen Kemal Kılıçdaroğlu "Kandil'i bitireceğim" çıkışı yaptı. Daha önce HDP'yi meşru bir siyasi parti ilan eden Meral Akşener de HDP'nin terörle iltisakını tekrar vurgulama ihtiyacı hissetti. Tüm bu dönüşlerin üstüne Başkan Erdoğan'ın sağlığı üzerinden yapılan siyaseti ekleyince ortaya ilginç bir tablo çıkıyor. Acaba birileri milletin teveccühüyle iktidarı değiştirebileceklerine olan inançlarını kayıp mı ediyor?
Başkan Erdoğan'ın sağlığı üzerinden ortaya atılan iddiaların doğru olmadığı anlaşıldı. Peki ama bu yöndeki çabalar bize ne anlatıyor. Bir sonuca ulaşabilmek için sürece bakmakta fayda var.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu paylaşımıyla Erdoğan'ın sağlığı hedef alınarak ulaşılmak istenen amacı özetlemiş sanki. "Erdoğan hasta, Türkiye'yi yönetemiyor". Zaten ABD menşeili bir dergi sadece bir ay önce bu iddiayı sayfalarına taşımıştı. Foreign Policy "Erdoğan Türkiye'yi yönetemeyecek kadar hasta olabilir", başlıklı bir makale yayımlamıştı. Bu durum kampanyanın uluslararası boyutuna işaret ediyor
İşte bu noktada sorulması gereken soru şu. Birileri milletin teveccühüyle iktidarı değiştirebileceklerine ilişkin umudunu yitiriyor olabilir mi? Erdoğan'ın sağlığını hedef alan sosyal medya kampanyasıyla eş zamanlı olarak millet ittifakından art arda iki ilginç açıklama geldi. Bu açıklamalar daha önceki açıklamalarıyla taban tabana zıt ifadeler içeriyordu. İlki Kılıçdaroğlu'ndan. Bir diğeri İYİ Parti Genelbaşkanı Meral Akşener'den.
HDP'yi hem meşru görüp hem de terörle iltisakını dillendirmek elbette bir çelişki. Peki Millet İttifakı'ndaki bu çelişkinin sebebi ne? Sebebi Erdoğan'ın sağlığı üzerinden siyaset yapmaya başlamalarıyla aynı olabilir.
Yani millet HDP'yi muhatap gören, tezkereye karşı çıkan bir siyasi çizgiyi iktidara taşımayacağının işaretini vermiş olabilir.