İpek Yolu'nun uluslararası ticaret için kullanılmasının üzerinden yaklaşık 600 yıl geçmiş olmasına rağmen, bu güzergâhların önemini hala koruduğu söylenebilir. Öyle ki asırlar sonra yani takvimler 2013 yılını gösterdiğinde Çin Devlet Başkanı Başkanı Xi Jinping'in tarihi ipek yolu rotası üzerinde ikili ticaret koridoru planını duyurması, güzergâhın günümüzdeki işlevselliğini gözler önüne seren bir gelişme olmuştu. 2015'te Kuşak ve Yol projesi olarak tanıtılan Eylem Planı Çin ile batıdaki komşuları arasındaki kanalları yeniden açacak bir girişim olması nedeniyle uluslararası ticaretin gidişatı üzerinde önemli bir etkiye sahip.
Öte yandan Çin ile Amerika Birleşik Devletleri arasında ticaret, teknoloji ve bölgesel etkinlik başta olmak üzere birçok alanda rekabet ve nüfuz mücadelesi giderek artıyor. Öyle ki bugün Amerika Birleşik Devletleri ve Çin arasında yoğunlaşan rekabet, günümüz siyasetinin ve ekonomisinin belirleyici bir özelliği haline geldi. COVID-19 salgını, Ukrayna çatışması ve Filistin krizinin şekillendirdiği hızla değişen küresel ortamda artan jeopolitik gerilimler ulusları kimi zaman stratejik ittifaklara ve ekonomik işbirliklerine doğru iterken kimi zamansa bu durum bir çıkar çatışmasına dönebiliyor.
Nitekim Pekin yönetimi her ne kadar 332 milyar dolarlık planın amacını yeni bir küreselleşme çağı yahut herkese fayda sağlayacak altın bir ticaret çağı başlatmak şeklinde nitelese de rota dâhilindeki ülkelerden gelen eleştiriler karışıktı. Belki de güzergâhı şu ana kadar en yüksek sesle eleştiren kişi Hindistan Başbakanı Narendra Modi oldu. Hindistan'ın hak iddia ettiği Keşmir'in bir bölümünden geçen 46 milyar dolarlık Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru'na şiddetle karşı çıkan Modi, güzergâhı "ardında borç ve parçalanmış topluluklar" bırakma tehdidinde bulunan bir "sömürge girişimi" olarak nitelendirmiş; hatta 2017, 2019 ve son olarak 2023 yılında düzenlenen Çin'in Kuşak-Yol zirvesine katılmayarak toplantıyı protesto etmişti.
Fakat toplantıya katılmayan tek lider Modi değildi. Pekin'de düzenlenen ilk Kuşak-Yol zirvesine Japonya, Güney Kore ve Kuzey Kore'den hiçbir yetkili katılmazken, dünyanın en gelişmiş yedi ekonomisinin bir araya geldiği G7 ülkelerinden ise sadece dönemin İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni katılacaktı. Çin'in Kuşak-Yol projesiyle küresel iktisadi sistemde artması muhtemel nüfuzu karşısında Amerika Birleşik Devletleri ve Hindistan'ın doğal bir cephe oluştururken bu durum koridor savaşları adı verilen yeni bir mücadele alanının doğmasıyla sonuçlandı.
Geçtiğimiz yıl Hindistan başkanlığında Yeni Delhi'de düzenlenen 18. G20 Zirvesi kapsamında yeni bir ekonomik koridorun lansmanı yapıldı. Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) olarak adlandırılan bu projenin hedefinde Batı'nın Hindistan'ı kazanarak Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ne alternatif geliştirmek olduğu söylenebilir. Küresel rekabetinin bir parçası haline gelen ticari koridorlar kimi uzmanlarca ticaretin işbirliği esasına dayalı politikasını zedelerken kimi uzmanlarca ise yoksul ülkelerin ekonomik durumunun iyileşmesi ve uluslararası ve bölgesel bağlantıların güçlendirilmesi noktasında teşvik ediyor.