1
Ne zaman arasa; ye önemli bir haber verir ya da ciddi bir teklifte bulunur.
Son arayışında da öyle yaptı.
Öyle bir teklifle (hatırlatmayla) geldi ki ilgilenmemek ve hatta yazmamak mümkün değildi.
2
Diyor ki Zekeriya İyilik; “yetkililere ulaştırmanın bir yolunu bulsak… Sınır ötesinde şehit düşen askerlerimizi Türkiye’ye getirmesek, şehit düştükleri yerlere defnetsek…”
Biliyorum, anlıyorum, özellikle şehit aileleri için kabulü zor bir teklif. Tamam evlatlarını/eşlerini/babalarını vatan-millet için şehit vermiş olabilirler. Onlar şehit olmakla bir aile üyesi olmanın ötesine geçip, üstüne çıkıp bütün millete ve vatana mal olmuş semboller haline gelmiş olabilirler. Ama yine de orda olduğunu bildikleri, ziyaret edebilecekleri kendilerine mahsus bir mezar olsun isterler, çok haklı olarak.
Ancak meselenin bir de öteki yüzü var.
Biz tarihten de biliyoruz ki; mezarlar en tartışmasız, en anlaşılır, en fazla ispata müteallık tapu senetleridir.
Bir şehidimize kucak açmış toprak, coğrafi ve siyasi sınırlar ne olursa olsun, bizim vatan toprağımızdır. Orası fiilen olmasa da gönül dünyamız açısından vatanımızın bir parçasıdır, tamamlayıcı bir cüzüdür.
Ve hatta, elde kalmış/elde tuttuğumuz vatan coğrafyası varlığını bir anlamda dışarda kalmış kurucularına, koruyucularına borçludur.
3
Remzi Oğuz Arık diyor ki; “coğrafyayı vatan kılan hatıralarımızdır.”
Bu nedenle değil midir ki; bugün üzerinde onlarca müstakil devlet bulunan Osmanlı coğrafyası, her köşe bucakta bıraktığımız mezarlıklar, yadigarlar ve hatıralar nedeniyle hala bizim gönül coğrafyamızı oluşturuyor.
Sınır ötesinde yeni verdiğimiz/vereceğimiz şehitlerimiz de o coğrafyaların bizim vatanımız olduğunu hatırlatacak yadigar olacağı hasebiyle şehit düştükleri yerlerde defnedilmesi hususunu dikkatlere sunmak istedik, bir vesileyle.
Not: Bir önceki yazımızı, dolayısıyla bendenizi; kendisini mezkur yazının muhatapları olarak konumlandıran bir kısım zevat, sosyal medyada topa tutmuştur. Onlara verilecek cevabım (en azından şimdilik) internette bulabilecekleri İhsan Süreyya Sırma’nın ‘Koca Proflar Nasıl Mankurtlaştırdı’ isimli yazısını okumalarıdır.