8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamaları adeta bir sektöre dönüştü. Kamudan iş dünyasına, sivil toplumdan sanat dünyasına hemen her mecrada kutlamalar, konferanslar, gösteriler yapılıyor. Mobingden, boşanmaya, şiddetten tacize çok farklı temalarla işleniyor. Sorunların hiyerarşisi olmaz elbette ama ihtiyaçların bir hiyerarşisi var ki, en temeli yaşam hakkı ve güvenlik. Bu anlamda en can yakıcı, en acil ve en öncelikli soruna dair bu yıl en anlamlı 8 Mart girişimi ‘Vicdan konvoyu’ oldu. Suriye’de Esed zulmü altında zindanlardaki kadınların sesi olan bu hareket, uluslararası katılımcıların desteğiyle binlerce kadını harekete geçirdi. Hepimizin eli, kolu, sesi oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Emine Erdoğan Hanımefendi de, vicdan konvoyunun temsilcilerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etti. Heyette, Saraybosna, İskoçya, Güney Afrika, Pakistan ve Afganistan gibi ülkelerden temsilciler vardı. Cumhurbaşkanı, cesur yürekli aktivist kadınlara Peygamber Efendimiz’in şu hadisini hatırlattı. ‘Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle, gücünüz yetmezse dilinizle, ona da gücünüz yetmezse kalbinizle buğzediniz.’
Nitekim, masanın çevresindeki kadınlar, kötülüğü kalbi ve diliyle düzeltmekle yetinmeyip, şerri, zulmü bizzat eliyle düzeltmeye niyetli kadınlardı. Fiili dua halindelerdi. Tüm vicdan sahiplerinin gözü, kulağı, sesi olmuş, geride ailelerini bırakarak kilometrelerce yolu göze almış yüreklerdi. Oval masanın bir ucunda, işkenceye maruz kalmış, hapse girmiş, eşini hapiste gördüğü işkence yüzünden kaybetmiş ve vatanını terk ederek Türkiye’ye sığınmış Suriyeli bir kadın, diğer ucunda 3.5 milyon Suriyeli mülteciye ‘misafir’ statüsünde kapı açmış, uluslararası arenada bu meselenin savunuculuğunu yapmış, zulmün durdurulması konusunda dünya liderleriyle dinamik bir diplomasi yürütmüş bir lider vardı.
Bu etkileşim, mazlumun arkasını dayayabileceği gücü ve güveni tazelemesi, milyonların sorumluluğunu taşıyan lider içinse, zulme uğramış bir kadınla direkt temas anlamına geliyor ve siyasetin insanî, vicdanî ağını örüyordu. İleride Cumhurbaşkanlığı Külliyesi üzerine bir mekan çalışması yapılırsa eğer, mekana kimlik kazandıracak şeylerden birisi, bu çatı altında yüzlerce benzer buluşmanın, kabulün yapılmış olması olacaktır.
Vicdan konvoyu, emek verilmiş, bedel ödenmiş, lafın ötesine geçmiş, hatırda kalacak sahici bir hareket olarak 8 Mart’ın en kayda değer girişimlerindendi. Emeği geçenlere insanlık adına müteşekkiriz.
Genel olarak 8 Mart’ın bize yeniden hatırlattığı, kadına dair pek çok konu, hem tek başına münhasıran, hem de makro meselelerin parçası konu başlıkları olarak ilgi bekliyor. Emek ve kaynak israfına gitmeden, klişelerden uzaklaşarak etkili çabalar gerektiriyor.