Beş ay içinde İsrail’de ikinci seçimler yapıldı. Üçüncüsünün de eli kulağında olabilir. Çünkü ilk seçimi bir çıkmaza sürükleyen meclis aritmetiği ufak tefek değişikliklerle kendisini tekrarladı. İsrail’in siyasi mafyası Netanyahu’nun Likud’u birinciliği iki sandalyeyle Mavi-Beyaz partisine/koalisyonuna bıraktı. Fakather iki parti de 120 sandalyeli mecliste hükümet kurmak için gereken 61 sayısına ulaşabileceği sinyalini şimdiye kadar veremedi.
İsrail seçimlerinin kaderi aslında bu tablo. Düşük seçim barajı, yüksek siyasi egolar, büyük bölünmüşlükler ve küçük vizyonlar İsrail’de hükümet kurmayı sanayide araba toplamaktan daha zor yapageldi. Bu durumun kazananı, dar gündemlerini gerçekleştirme vaadi veren büyük partilerin koalisyonlarına katılan küçük partiler (çoğu zaman aşırı sağ ve dini partiler) ve küçük partilerin kral yapıcılığında koltuğa oturma kıvraklığını gösteren siyasetçiler oldu. Netanyahu bunun son zamanlardaki en tatsız örneklerinden birisi. Aşırı sağ-dini partilerin desteğiyle koltuğunda bir süre rahat oturduktan sonra, ultraortodoksların (Haredi) askere gitmesini zorunlu kılan yasa tasarısına tosladı. Koalisyon ortaklarından Avigdor Liberman, tasarının yasalaşmasını koalisyonda kalmak için şart koşarken, doğal olarak dini partiler de tasarıyı kırmızı çizgileri olarak gördü. Liberman’ın desteği çekildikten sonra Netanyahu’nun koltuğu da sallanmaya başladı. Liberman’ın Harediler konusundaki ısrarı devam ediyor, Netanyahu ise dini partiler olmadan koalisyon kurmanın zorluğunun farkında.
***
Merkez-merkez sağ olarak tanımlanabilecek Mavi-Beyaz Koalisyonu seçimlerden birinci çıksa da hükümet kurmakta zorlanacağının farkında. Küçük partilerin hepsi kendi kırmızı çizgilerinin kabulüyle koalisyona katılma rızası gösteriyor, fakat çatışan kırmızı çizgiler koalisyon kurmayı neredeyse imkansız hale getiriyor. Bir kesim umudu Mavi-Beyaz ile Likud’u bir araya getirmeye bağlamış durumda ki bu da en az küçük partileri bir araya getirmek kadar zor. Çünkü seçimin galibi Mavi-Beyaz, lideri Gantz’ın başbakan olması konusunda ısrarlı, zaten seçim kampanyasını Netanyahu’nun başbakanlığının sona erdirilmesi argümanı üzerine kurdular. Hatta hakkındaki yolsuzluk suçlamalarından beraat etmedikçe Netanyahu ile koalisyona girmeyeceklerini açıkladılar. Netanyahu ise yolsuzluktan hüküm giymemek için başbakanlık zırhına girmekten başka şansı olmadığını düşünüyor.Suçlamalar ciddi, ceza alması ise yüksek olasılık.
Bu çıkmazda üçüncü bir seçim kimseyi şaşırtmasın. Fakat üçüncü seçimde mevcut aritmetiğin değişmesi de şaşırtıcı olur.