Adı Abdülkadir Aktürk.
Kod adı Kadri Zana.
Sözde yönetmen ve de müzisyen.
İsviçre’de yaşıyor.
Sözüm ona ’TC’, Kürt olduğu için buna zulüm etmiş, o da sanatçı kontenjanından İsviçre’ye sığınmış! Orada yaşıyor. Tabii ki bir eli yağda öbür eli balda.
Katil ruhlu, PKK militanı, HDP üyesi. Dahası da vardır ama üzerinde durup araştırmadım.
Özetle Türkiye düşmanı. Yeri gelmişken ifade edeyim; konuya ‘yönetmenmiş, müzisyenmiş’ diye girince yanılıp da bir halt zannetmeyin sakın. Kendi gibi yönetmenliği de müzisyenliği de beş para etmez. Bırakın sanatçılığını insan bile sayılmaz.
İşte bu pislik, İsviçre’den Türkiye’deki Kürt gençlerine seslendiği bir video çekip sosyal medyasından paylaşmış.
Görmüşsünüzdür.
Ama İsviçreli makamlar görmemiş! Görmemeye de devam ediyor! Tam bir skandal ve dahi kepazelik. Avrupa’nın göbeğinde, kendisini demokrasinin beşiği sanan bir ülkede oluyor bunlar. Bir terörist çıkıp seçilmiş bir belediye başkanının öldürülmesi için Kürt gençlerine yol gösteriyor! İsviçre mahkemeleri görmezden geliyor. Aksini beklemek de enayilik olur zaten, neyse.
Kim o belediye başkanı? Kürt kökenli Savcı Sayan.
Savcı Sayan’a takmış kafayı. Ağrı’da seçim kazanmış olması, Ağrılıların gönüllerini fethetmiş olması, gece gündüz canla başla çalışıyor olması çileden çıkartmış bu pisliği.
‘Susturun bunu’ diye bir taraflarını yırtıyor, ağzına geleni söylüyor.
Kürt gençlerine sesleniyor.
‘Savcı Sayan’ı susturan tarih olur, efsane olur, Che Guevara olur’ diyor.
Manyak!
‘18 yaşındaki gence sesleniyorum. 18 yaşındasın. Destan yaz, efsane ol. Yiyeceğin 20 sene. 40 yaşında turp gibi delikanlı olarak çıkacaksın’ diye akıl veriyor.
Ruh hastası!
‘Neyi bekliyorsun be geri zekâlı; git efsane ol, destan yaz hayvan’ diyerek aşağıladığı Kürt gençlerine daha ne hakaretler ediyor?
Bunak!
Bizzat biliyorum; Savcı Sayan Ağrı’ya belediye başkanı olduğu günden bugüne sayısız tehdit aldı, almaya da devam ediyor. Hem HDP’lilerden hem de PKK’dan. Farkı yok ya, neyse!
Aslında Ağrı’da, hatta bölgede ve dahi Türkiye’de efsane olan Savcı Sayan. Destan yazıyor, ezber bozuyor. Dertleri de bu yüzden zaten. Kadri Zana Kürt çocuklarını ‘katil olmaları’ için teşvik ederken, Savcı Sayan o gençlerin daha iyi eğitim almaları, iyi bir iş sahibi olmaları, geleceklerini kurtarabilmeleri için mücadele ediyor.
Bu arada HDP de Kürt çocuklarını aynı söylemle yıllardır dağa, PKK’ya gönderdi. HDP teşkilat binaları terör örgütüne militan toplama merkezi gibi çalıştı. O çocukları ‘Dağa git kahraman ol, destan yaz’ diye kandırdılar. Kanmayanı da zorla gönderdiler. Demem o ki Kadri Zana’nın bu alçak söylemi, HDP’nin parti politikası. O yüzdendir ki HDP’nin dağa kaçırılmaları için ön ayak olduğu gençlerin, çocukların anneleri Diyarbakır’da nöbette. Onlar da bir destan yazdı, yazıyor. Türkiye’nin kahraman anneleri onlar.
Ve son bir not.
Teröre destek verdiği için görevden el çektirilen Diyarbakır Belediye Başkanı için İmamoğlu kalkıp desteğe gitti. Ali Babacan da!
Acaba Ak Partili Belediye Başkanları ‘yalnız olmadığını göstermek için’ terör örgütünün hedef aldığı Savcı Sayan’a desteğe gidecekler mi? Gerçekten merak ediyorum. ‘Susturun şu Savcı Sayan’ı’ diye yırtınan Kadri Zana’nın duyduğu endişeyi, gözlerindeki korkuyu görmek zor değil. O da biliyor ki, HDP de PKK da yolun sonuna geldi. O da biliyor ki, Doğu ve Güneydoğu’da halk artık bunlardan nefret ediyor.
Hal böyle iken CHP ve İYİ Parti’nin HDP’yi ve PKK’yı cesaretlendirme, meşrulaştırma çabalarını da millet görüyor.
Benden söylemesi.