Bir büyük savaşın içindeyiz. Milletçe seferberlik halindeyiz. Düşmanın silahı yok. Ne topu var ne tüfeği. Düşman sinsi. Düşman kalleş.
Bedenleri esir alıp boğarak öldürüyor, öldürmeye yelteniyor. Milletimiz çaresiz, insanlık zorda.
Her millet gibi ölüm kalım savaşı veriyoruz. Kurtulmak için, kurtuluşumuz için mücadele ediyoruz. Yüzyıl sonra yeniden ve daha çetin bir kurtuluş savaşındayız.
Topumuz tüfeğimiz kar etmiyor. Paramız pulumuz faydasız. Tedbirimiz, sabrımız, aklımız ve birliğimiz tek silahımız. Düşmanı yok edecek o formül için tüm dünya gibi gece-gündüz çalışıyoruz.
Bulacağız elbet. Halledeceğiz sonunda.
Tıpkı yüzyıl önceki gibi.
Düşmanda imkân çok!
En az kendisi kadar sinsi işbirlikçileri var. En az kendisi kadar kalleş.
Tıpkı yüzyıl önce olduğu gibi.
Daha dün! 15 Temmuz gecesi! İşgal güçlerini pencerelere çıkıp elleri patlarcasına alkışlayanlar; bugün ülkeyi eyaletlere bölmeye kalkışıyor. İstanbul’u, Ankara’yı, İzmir’i yerel hükümet ilan ediyor.
Tıpkı Doğu-Güneydoğu’da hendek olayları sırasında PKK’nın yaptığı gibi.
Paralel devletler kurup, yardım toplamaya kalkışıyorlar. Devletin bu konudaki gayretini itibarsızlaştırmaya cüret ediyorlar.
Tıpkı 17/25 Aralık sürecinde FETÖ’nün yaptığı gibi!
Salgın daha da yayılsın diye, hastaneler yetersiz kalsın, kaos ortamı oluşsun diye özel çaba gösteriyorlar. Tedbir almamakta direniyorlar.
Sokağa çıkma yasağı istiyorlar. Bu uğurda insafsızca, vicdansızca ve ahlaksızca şartları oluşturmaya yelteniyorlar. Üretim dursun; halk evlerinde aç kalsın, sokaklar karışsın istiyorlar.
Tıpkı yüzyıl önce İngilizlerin yaptığı gibi.
Koronadan daha sinsiler. Daha tehlikeli. Daha kalleş.
Türkiye korona illetiyle savaşırken, onlar bozgunculuk yapıyor. Fitne çıkarıyor. Eşkıyalığa soyunuyor. Halkı kışkırtmaya çalışıyor. Korku ve endişe yayıyor.
Tıpkı yüzyıl önce Fransızların, Yunanlıların yaptığı gibi.
Bunlar ekonomimiz batsın istiyor. Karşılıksız para basılmasını düşlüyor. IMF’ye el açalım, borç alalım diye bekliyor.
Tıpkı yüzyıl önceki mandacılar gibi.
Ve son bir not.
Bunlar hain. Bunlar vatansız. Bunlar kahpe.
Lakin yüzyıl sonra bugün, o günlere göre çok daha güçlü bir devletimiz var.
Bu savaşı kazanmak, bu badireden çıkmak istiyorsak!
Yeni yüzyılda bu kez muktedirler arasında yer alacaksak!
Lider ülke olacaksak!
Müreffeh bir toplum hayal ediyorsak!
Aynı delikten ikinci kez ısırılmamalıyız.
Korona günlerinde sözüm ona fırsattan istifade ülkeyi eyaletlere bölen, milleti kutuplaştıran, fitne fesat üreten şarlatanların bu cesareti kimden aldıklarını ortaya çıkarmadıkça.
Ülkemizde beşinci kol gibi çalışıp, lobi faaliyeti yapan; görüntüde medya kuruluşu ama gerçekte yabancı istihbarat örgütlerinin faaliyetlerini görmedikçe.
Bu ülke bu mücadeleyi kazanamaz!
Sahnenin önündeki bu soysuzları, bu şarlatanları kim konuşturuyor? Kim cesaretlendiriyor?
Siz de merak etmiyor musunuz?