BU YAZIYI SPİKERDEN DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Son zamanlarda salağa yatmak moda oldu.
Soruyor:
“Onun kaseti var, bunun kaseti var” diyorsun da, peki sen nereden biliyorsun?
Soruyor:
Madem var diyorsun da, içinde ne olduğunu niçin açıklamıyorsun?
Emin olun, bu kaset meselesiyle ilgili bundan daha saçma sorular üretilemez.
Yahu bu ülkenin emniyeti var, MİT’i var.
Kimin neyi var neyi yok bilmez mi?
Tabii ki bilir!
Diyor ki; “madem biliyor o halde içeriğini açıklasın”.
Oldu canım!
İstersen bir de sinemalarda vizyona koysun.
Bir adamın kasetinin olup olmadığını nereden anlarsınız?
İşte en kestirme yol.
- Durduk yere saçma sapan konuşmaya başladıysa.
- Kırk yıllık çizgisini bir anda değiştirdiyse.
- Paralel örgüt hakkında tek bir eleştiri cümlesi kurmuyorsa.
- Aniden istifa ediyorsa.
Bilin ki bu kişinin kaseti vardır. Peki ya yoksa?
O vakit aklından zoru vardır.
‘Zaman yazarını’ unutmadık!
Geçtiğimiz ocak ayının ortasıydı.
17 Aralık operasyonunun üzerinden bir ay kadar geçmişti.
Ortalık toz dumandı.
Paralelciler, görüldüğü iddia edilen bir “rüyanın” gazıyla Twitter’da yağdırıyordu.
Onlardan biri de Zaman Gazetesi’nin yazarı Halil İbrahim Ekiz’di. Ekiz, 17 Aralık darbesinin başarıya ulaşacağından o kadar emindi ki; kendisinden beklenmedik bir özgüvenle sağa sola ayar veriyordu.
Unutanlar olmuştur. Hatırlatayım.
Bu Ekiz denen terbiye, ahlak, vicdan, insaf yoksunu şahıs, kadın bir yazara son derece çirkin bir iftira attı.
"Elinde senin kasetin var da yayımlamaya hizmet ahlakı el vermiyor" dedi.
Elinde kaset olduğunu iddia ettiği kişi de Mehmet Baransu’ydu.
Paralelcilerin ‘çirkin’ koleksiyonu
Sanırım yine unutanlar olmuştur.
Hatırlatayım.
Emin Çölaşan’ın Sözcü Gazetesi’ne 17 Aralık sürecinde bu paralelciler, “malzeme” yağdırdı.
Bu malzemeler arasında “çirkin” kasetler de vardı.
Benzer çirkin kasetler Oda TV’ye de gönderildi.
Hiç şüphesiz paralelciler marifetiyle.
Onlar bile yayımlamadı!