Tabii ki mesele bir ‘rektör ataması’ değil. Tabii ki mesele ‘Boğaziçi’ değil!
Tabii ki dert başka.
Tabii ki ‘anladık’!
Terör örgütleri Boğaziçi’ni ele geçirmiş, eylemcilerin yüzde doksanı öğrenci bile değil. Kâbe ayaklar altına alınmış, devlete, polise küfrediliyor ama umurunda değil kimsenin dönüp baktığı yok! Şüphesiz görüyor oradaki her türlü rezilliği; hem biliyor, hem farkında ama ilgilenmiyor.
Çünkü sokağın gündemi Boğaziçi değil boğazının içi!
Ayçiçek yağı bilmem kaç lira olmuş, sebze-meyve fiyatları almış başını gitmiş, pandemi kısıtlamaları esnafı canından bezdirmiş…
Sokak bunları konuşuyor! Gündem bu!
Evet, pandemi bütün ülkelerin ekonomilerini vurdu, bu doğru.
Türkiye buna rağmen üretmeye devam ediyor, bu da doğru.
Hastanelerimiz var, tedavi var, ilaç var, aşı var. Hepsi ve daha fazlası ücretsiz.
Tamam.
Milyonlarca insan kısa çalışma ödeneğinden faydalanıyor.
Eyvallah.
Sürecin sonunda ayakta kalmayı başaran sayılı ülkelerden biri olacağız, yeni fırsatlar doğacak.
Bu da mümkün.
Yatırımlar devam ediyor, ihracat rekoru kırılıyor.
Takdire şayan.
Pandemi öngörülmesi imkânsız bir illet. Buna rağmen yıkılmadık, ayaktayız.
Elhamdülillah.
Pandemiye rağmen terörle mücadele devam etti. Dahası Türkiye’ye yönelik kuşatma çabalarını kendi imkânlarımızla boşa çıkardık. Şüphesiz çok masraflı işler bunlar.
Eyvallah.
Pandemi sürecinde Fransa, İtalya, Almanya ve İngiltere bile sıkıntıda. Türkiye o ülkelerin yanında çok daha iyi durumda.
Evet.
Ama dar gelirlinin gündemi mutfak. Yerel seçim öncesinde birileri düğmeye basıp etiket üzerindeki rakamlarla nasıl oynadıysa şimdi bir kez daha yapıyor.
Yağın fiyatı bir gecede niçin iki katına çıkar, mercimeğe ne oldu da bir hafta içinde uçuşa geçti, süte, peynire, tereyağına yapılan zamların gerekçesi nedir?
İzahı yok, çünkü kirli bir operasyon.
Bozguncu tayfa için şüphesiz bundan daha iyi bir fırsat olamaz! Boğaziçi’nde cereyan eden olayları, sokakları yangın yerine çevirmek için bir kıvılcım haline getirmeyi arzuluyor. Hazır milleti boğazından yakalamışken.
Çünkü Biden amcaları öyle istiyor. Bu hakikati söylediğinizde de ‘yine mi dış mihraklar’ diyerek itibarsızlaştırıyor.
Bir el organize şekilde gıda fiyatlarıyla oynuyor, operasyon çekiyor. Sonra da sosyal medya üzerinden milyonlarca sahte hesapla algı yürütüyor. Kurgu videolarla toplumu kışkırtıyor. O halde o elin bir an evvel bulunup kırılması gerekmez mi?
Ve son bir not.
Türkiye tıpkı yüz yıl öncesinde olduğu gibi yine bir büyük mücadelenin içerisinde.
ABD’nin füze firkateyni, dün gece İstanbul Boğazı’ndan geçerek Karadeniz’e açıldı. ABD Deniz Kuvvetleri’nden yapılan paylaşımda, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün kırmızı ışıklarla süslenmiş fotoğrafının altına “Biz kırmızı ışıkta durmayız” yazıldı.
Siz kırmızı ışıkta durmazsınız!
Niye siz haydut musunuz?
Bu millet geçmişte boğazından feragat etti ama Boğazlarından vazgeçmedi. Boğazın serin suları, bu topraklara göz dikmiş nice düşman askerine mezar oldu.
Yine bu millet 15 Temmuz işgal girişimini Boğaz Köprüsü’nde durdurdu.
Türkiye yutabileceğinizi sandığınız küçük lokma değil bilesiniz.
Boğazınıza takılır haberiniz olsun!