Suyu karıştırıp bulandırmak istedi. Eldeki malzemeyi aşureye çevirmek için bir deneme yaptı. Kaleye son dakikada gol atmaya çalıştı.
Böylece Türkiye ve Suudi Arabistan’ın güçlükle oluşturduğu bir yapıyı, etkisiz hale getirmek, yıkmak ve yok etmekti amacı.
Ama olmadı…
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Cenevre manevrası tutmadı. PKK’nın Suriye kolu PYD, görüşmelere davet edilmedi.
Gelişmeler, Rusya, İran ve Esad rejimi açısından hayal kırıklığı oldu.
* * *
Aslında, temsil ve adalet açısından bakıldığında PYD’nin, Cenevre’de bulunmasının hiçbir anlamı yok.
Çünkü temsil ediliyor zaten…
Toplantıya katılacak olan Demokratik Suriye Konseyi’nin içinde PYD de var. ABD, bu grubu 3-4 ay önce kurdurdu. Başkanı Heysem Menna. İçinde bazı Sünni aşiretlerle birlikte Ezidiler ile PYD’liler de yer alıyor. Hatta yüzde 70-80’ini PYD’lilerin oluştuğu değerlendirmesini yapmak mümkün.
Bir diğer grup da Suriye Ulusal Koalisyonu. Başkanı Halid Hoca. Başta Araplar, Türkmenler, Kürtler ve Ezidiler olmak üzere, Suriye’deki bütün kesimleri bünyesinde barındırıyor.
Rusya ve İran destekli PYD ise bastırıyor:
-Kürtleri ben temsil etmeliyim.
Tıpkı, Türkiye’deki gibi. PKK Terör Örgütü’nün de iddiası aynı değil mi? PKK da kendisini Kürtlerin temsilcisi gibi göstermeye çalışmıyor mu?
Dahası da var. PYD, Suriye’de silah zoruyla işgaller gerçekleştiriyor. ÖSO ile çatışıyor. Türkmenler ve Araplarla adeta bir savaş halinde. Yetmiyor, işgal ettiği yerlerdeki kendisinden olmayan Kürtleri de sürüyor. Sonra da ezip yok etmeye çalıştığı grupların temsilciliğine soyunmaya çalışıyor.
PKK da Türkiye’de aynısını yapmıyor mu? İnim inim inlettiği Kürtlerin temsilcisi olduğunu iddia etmiyor mu?
Türkiye’de de, Suriye’de de tablo aynı!
Buna bir de PYD’nin zaman zaman Esad Rejimi ile giriştiği işbirliklerini eklemek lazım. Hem lazım olduğunda Esad’a taşeronluk yapıyor, hem de Esad karşıtı muhaliflerin arasında kendisine sandalye arıyor.
PYD, bölgenin dansözü gibi…
Kim alnına parayı yapıştırırsa, onun önünde kıvırıyor. ABD ile de Rusya ile de ilişkileri var; onlardan silah yardımı alıyor. İran’la dirsek temasında. Gerektiğinde Esad adına da taşeronluk yapıyor.
PYD masaya oturmak istiyor istemesine de…
Hangi sıfatla, ne olarak ve kimin adına bayrak sallamak için?
* * *
Sonuç olarak, Türkiye’nin resti sonuç verdi ve PYD’nin, Cenevre görüşmelerine davet edilmediği açıklandı.
Peki, Cenevre’de ne olacak?
Odanın birinde Esad Yönetimi, diğer odada da Suriyeli muhalifler oturacak. BM Özel Temsilcisi Mistura arada mekik dokuyacak. Kanayan Suriye sorununa çözüm aranacak. O görüşmelerde herhangi bir ülke yer almayacak. Ancak, gönderecekleri temsilcilerle görüşmeleri takip edecekler. Gerek duyulduğunda ise “arabulucu” ya da “sorun çözücü” olarak devreye girecekler. Toplantıda Türkiye’yi Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Genel Müdürü Can Dizdar temsil edecek.
Biliyorsunuz, daha önce de Cenevre’de iki konferans toplanmıştı. Her ikisinden de bir sonuç alınamamıştı. Bu defa ne çıkar, bilinmez. Ancak, PYD’nin bundan sonraki atağına hazır olmak lazım. Toplantıda işine gelmeyen bir karar çıkarsa, PYD’nin “Ben yoktum, o yüzden alınan kararı tanımıyorum” demesi kuvvetle muhtemel.
Üstelik arkasında dayıları ve amcaları da var.
* * *
ABD ve NATO’nun pısırık Suriye politikası ortada.
Rusya, görüşmeleri sulandırmaya, Esad’a zaman kazandırmaya, bu süre içinde Suriye’de iyice kök salmaya çalışıyor.
İran da Rusya ile birlikte iş tutuyor. Çözüm değil çözümsüzlüğe oynuyor.
Bu arada, bölgede etnik temizlik, soykırım ve işgal planları devam edip gidiyor. Bütün bunların adına da “DAEŞ’le mücadele” deniliyor. Sanki el ele vermişler, hep birlikte DAEŞ’e hizmet ediyorlar.