CHP Üsküdar İlçe Başkanı Suat Özçağdaş, İletişim Başkanı Prof. Fahrettin Altun’un Kuzguncuk’taki evinin fotoğraflarını çekerken koruma polislerine yakalandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kiralanan arsaya mangal yapıldığı gerekçesiyle işlem yapmış.
İlçe Başkanı arsayı kontrol için gitmiş.
İBB işlemi 13 Nisan’da yapmış.
Beyefendi 21 Nisan’da gitmiş.
Üstelik İBB’nin başında CHP’li Ekrem İmamoğlu var.
Yani parti her türlü bilgiye erişme imkanına sahip.
Peki Özçağdaş, ne etmeye gitmiş olabilir?
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun tweetlerinden ‘dikiz’ görevinin ‘parti emri’ olduğunu öğrendik.
“CHP ilçe başkanı görevini yaparak ve partisinin talimatıyla inşaatın yasak olduğu arsayı kontrol etmek için gitmiştir, yine gidecektir” diye yazdı twitter’da.
(Profilinde “…gergedanlaşmadan insan kalmaya çalışan biri...” diye yazmış. Da, bu saldırganlık neyin karakteri diye düşündürtüyor.)
Talimatı veren de kendisi olabilir.
(Zira ilçe başkanını ‘dikiz’le görevlendirmeyi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yakıştırmam.)
Bilgi alma ve kontrol edilmesini istemeyi İBB Başkanı İmamoğlu ile arası olmadığı için istememiş olabilir mi?
Yoksa sadece şov yapmaya mı göndermiş?
İkisi de değil.
Zira İBB her şeyi yetki ve imkan sınırlarını aşarak kontrol ediyor zaten.
Şov olsa yanına gazetecilerini, tv kameralarını alır öyle giderlerdi.
CHP şov yapmayı da beceremiyor mu?
Yine hayır.
Pekala becerir.
Ama bu bir şov girişimi değil.
Bu bir ‘dikizleme’ ve ‘aynasızlara suç üstü yakalanma’ hadisesi.
CHP Üsküdar İlçe Başkanı, CHP’li İBB bütün tespitleri yapmışken ve olaydan 8 gün sonra ‘olay yeri inceleme’ye gittiğini söyleyerek kendi zeka düzeyini ortaya koyuyor.
Utanmak yerine twitter’dan “Mücadeleye devam” diye siyasi nara atmak, ancak Gazeteduvar’dan Deniz Işık’a, “Fahrettin Altun’un evini bilmem, boş arazinin fotoğrafını çektim” demek sadece zekayla değil haysiyetle de alakalı bir durum olduğunu gösteriyor.
İl Başkanı Kaftancıoğlu da öz çağdaş ilçe başkanını korumaya çalışıyor.
Bu benim iyimser yorumum.
Yok eğer gerçekten böyle bir ‘dikiz talimatı’ aldıysa sadece zeka ve haysiyet sorunuyla değil ciddi bir hastalıkla karşı karşıyayız.
ETİMOLOJİ/KELİME KÖKENİ
Dikiz: Romanca veya Çingenece ‘dikes/bak’ kökünden ‘sezdirmeden bakma, kollama’ anlamında argo dile geçmiştir. Gayrımeşru bir bakış kastedilir.
Haysiyet: Arapça ‘toplumsal itibar, şeref’ anlamında. Aynı zamanda ‘bakış açısı’ anlamında da kullanılır.
Onur: Latince ‘honos’tan anlamını koruyarak Fransızca’ya ‘honneur’ olarak geçmiş ve ‘şeref, şan, şöhret, itibar’ anlamında Türkçe’ye taşınmıştır.