31 Mart Yerel Seçimleri iç siyasi hayatımızın gündeminde. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiğimiz 16 Nisan halkoylaması sonrasında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimleri ile ülkemiz tarihinde önemli bir sayfa açıldı. Böylelikle, yerel seçimlerden sonra uzun zamandır ilk defa seçimsiz bir dört yılı yaşayacağız.
Tabii bu dört yıl çok önemli bir kesiti kapsayacak. 10 Ağustos ekonomik saldırısı, başarılı ekonomi yönetimi sayesinde krize dönüşmeden atlatıldı. Şimdi dengelenme sürecindeyiz ve Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın da ifade ettiği gibi birçok hedef, enflasyon başta olmak üzere öngörülen sürelerin ve oranların altında tutturuldu. Başkanlık sisteminin nimetlerini daha ilk günlerde bu menfi olaylarla da teyit etmiş olduk. Hızlı ve isabetli kararlarla kriz çıkması önlendi ve normalleşme süreci başladı.
Diğer yandan Suriye meselesinde de bu dört sene çok kritik olacak. Askerlerimizin, polislerimizin ve ÖSO’nun şehadetleri ile elde edilen avantajların taçlanması, ABD’nin çekilme kararının rayından çıkmaması, güvenli bölgenin Türkiye’nin kontrolünde gerçekleşmesi ve nihayetinde Suriye’ye kalıcı barışın gelmesi adına istikrarlı bir yönetim gerçekten hayati olacak.
Tabii büyük projeleri, savunma sanayimizin yükselişi, planlı kentleşmenin tesisi, çevre atılımları, sosyal devlet faaliyetlerinin kesintisiz sürmesi gibi birçok hayati konuyu bu listeye ekleyebiliriz. Bunun için de yerel seçimlerin Cumhur İttifakı’nın başarısıyla sonuçlanması tartışma götürmez bir hayatiyete sahip.
Yerel seçimlerin sonucu ne olursa olsun, şüphesiz Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri yapılmıştır ve sonuçları caridir. Cumhur İttifakı’na oy veren ve verecek vatandaşlarımızın ürkütülmemesi için muhalefet de bu tezi işlemektedir. Oysa gerçeklik bu kitabi durumdan biraz daha karmaşık. Bu nedenle de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli bu seçime beka seçimi demektedir.
Ben aziz milletimizin kuyumcu terazisinde tartarak vereceği oylarla, hem kendi siyasal tercihini, hem de beka meselesindeki hassasiyetini sandığa yansıtacağına eminim. Tüm partilerin sergilediği performans ortadadır. CHP’nin beka konularında o kadar ayıbı, o kadar şüphe uyandıran pozisyonları var ki, bunlar bir ansiklopediye sığmaz. Ama bunun dışında da, söz konusu belediyecilik olduğunda CHP AK Parti’nin eline su bile dökemez. Bu konunda da sayfalarca yazı yazmak mümkün.
CHP, İP ve HDP, bu seçimlere nasıl baktıklarını daha şimdiden seçim sonuçlarına dönük başlattıkları şaibe kampanyasıyla açık etmektedir. Bu sakat zihniyete göre onların kazanacağı seçimler meşru, Cumhur İttifakı’nın kazanacağı ve kazandığı seçimler gayrimeşrudur. Vatandaştan ümidi kestikleri için bu türden tehlikeli yollara sapıyorlar. YSK ile kavga ediyor, dünyanın en sağlıklı seçim sistemlerinden birisi olan ülkemizin sistemini gayrimeşru gösterme çabasına giriyorlar.
Mart seçimlerinin bu rayından sapmış muhalefet zihniyeti için de bir kırmızı kart olacağını düşünmekteyim. Partilerden öte, bu seçimi de Maruze Keleş annemizde zuhur eden Anadolu irfanı kazanacaktır.